Son Dakika Haberleri
slkajans
Mar 20 2024
22Kuşadası eski Belediye Başkanı Özer Kayalı’yı vuran tetikçinin “azmettiriciyi açıklayacağım” çıkışının ardından, “Ömer Günel’i suçlamam istendi” şeklindeki paylaşımı, kirli bir tezgahı ortaya çıkardı. Tetikçi Can Başar, paylaşımını doğrulayacak tek bir kanıt ortaya koyamazken, ortaya çıkan bazı yazışmaları, bu çıkışın seçimin akışını değiştirmek amacı güden bir kumpas olduğunu gösterdi. Başkan Ömer Günel’in Tetikçi Can Başar’ın iftira dolu paylaşımını fırsat bilip kendisine mağdur edebiyatı yapacak malzeme olarak kullanması ise okların, kumpasın merkezi olarak Kuşadası Belediyesi’ne çevrilmesine neden oldu.
ELİMDE EVRAKLAR VAR
8 Mayıs 2022 tarihinde Özer Kayalı’yı vuran Can Başar, cezaevinden tahliye olduktan sonra ilk olarak mıcır olayını araştırdığı süreçte öldüresiye dövülen yazar Ergün Poyraz ile bağlantı kurdu. Tetikçi Başar, 0543-2*1 15 30 telefonundan Ergün Poyraz’a bir mesaj atarak görüşme talep etti. Başar, Poyraz’ın “sebep” sorusuna ise “Elimden işinize yarayabilecek evraklar var” yanıtını verdi. İkili, 9 Şubat 2024 tarihindeki bu yazışmanın hemen ertesi günü Aydın’da buluştu. Tektikçi, 10 Şubat’taki buluşmada Ergün Poyraz’a, kendisine Özer Kayalı’yı vurduran azmettiriciyi açıklayacağını ve bunu kanıtlayacak belgeleri olduğunu anlattı. Bunun üzerine olayın iç yüzünün daha geniş kitlelere ulaşması için slkhaber’le temasa geçilmesine karar verildi.
BELGE İSTENINCE KAYBOLDU
Ergün Poyraz’ın devreye girmesi sonucu, 13 Şubat öğle saatlerinde slkhaber’in Kuşadası ofisinde bir buluşma sağlandı. O buluşmaya sadece Ergün Poyraz, Can Başar ve Poyraz’ın dostu Fuat Özen katıldı. Ofisin ve faaliyet gösterdiği binanın güvenlik kameralarından görülebilecek o buluşmada tetikçi Başar’ın iddia ettiği gibi sözü edilen 4 kişi dışında kimse yer almadı. Can Başar bu görüşmede, kendisinin Özer Kayalı’yı kurşunlaması için azmettirildiğini, bunu kanıtlayacak belgeleri olduğunu beyan etti. Ancak slkhaber.com Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Akbulut, iddia edilen belgeleri talep edince görüşme sona erdi.
ŞİKAYET GERİ ALINMADI
Aynı Can Başar, 14 Şubat günü slkhaber ofisine bir kez daha geldi. O görüşmede de Özer Kayalı ve Behçet Alp ile buluşma talep etti. Sözünü ettiği belgeleri bu görüşmeler sağlandığı takdirde sağlayacağını ifade etti. Ancak bu teklifi kabul edilmedi. Bu görüşme sonrasında slkhaber ile Can Başar arasındaki bağlantı sona erdi. 15 Şubat günü Can Başar, Özer Kayalı’yı yaralanması davası nedeniyle bir kez daha hakim karşısına çıktı. Bu duruşmada Kayalı’nın avukatı şikayeti yenileyerek tetikçinin iddialarını yalanlamış oldu.
KİRLİ TEZGAHIN KİRLİ FİNALİ
Israrla kendisine verilen rolü oynamayı sürdüren Can Başar, son olarak Yenihaber isimli bir internet sitesinin kapısını çaldı. Ne var ki, günlerce “azmettiriciyi açıklayacağım” şeklinde açıklamalar yapmasına rağmen web tv yayınına katılmadı. İşin ilginç olan tarafı ise duyurulan canlı yayın tarihinden 1 gün sonra kendi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla, Ömer Günel’i azmettirici olarak açıklaması karşılığında şikayetinden vazgeçmeyen Özer Kayalı ile İyi Parti adayı Behçet Alp’in kendisine çıkar sağladığı yalanını attı. Kirli tezgahın finalinin en garip yanı ise, Can Başar’ın açıklamalarının anında Ömer Günel lehine bir haber olarak Kuşadası Belediyesi tarafından desteklenen yayın kuruluşlarında haber olması ve Ömer Günel’in can simidi gibi bu yalanlara sarılması oldu.
Cezaevine borçlu giren tetikçi, parayı nereden buldu?
Yarın.....
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal Et
Popüler Haberler
Anket
Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Galeri Haber
Son Yorumlar
-
Muhteşem yorummmm
-
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.