Aydın Valiliği, yangın riski nedeniyle kent genelinde ormanlık alanlara giriş-çıkışlara yasak getirirken Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın yasak dışı bırakılması büyük tepki topladı. Sivil Toplum kuruluşları konuyla ilgili bir bildiri yayınlayarak Milli Park konusundaki önlemlerin yeniden gözden geçirilmesini istedi.
STK’ların ortak bildirisinde şu ifadeler kullanıldı:
“Aydın bölgesindeki tüm ormanlık alanlara girmek yasaklanmışken, barındırdığı benzersiz çeşitlilik nedeniyle Avrupa Konseyi tarafından Biogenetik Rezevrleri şemasında “Flora Biogenetik Rezevr Alanı” olarak kabul edilen ülkemizin ender doğal miraslarından biri olan Dilek Yarımadası’nda bu kural niçin uygulanmamaktadır?
02.30’A KADAR SERBEST
Meteoroloji müdürlükleri; sıcaklık 30’C üstünde, nispi nem %30’un altında, rüzgarın saatteki hızı 30 km üzerinde olduğunda, yangın oluşması için gerekli şartlar oluşmuştur diye, tüm kamu kurumlarını dikkatli olun diye uyarırken, belediyeler şehirlerde yollarda izmarit vb. atılmasın, ormanlık alanlara girilmesin diye sürekli anonslar yaparken, milli parka hem de gece saat 02:30’a kadar girişler niçin serbest olmaktadır?
Ülkemizde ormanlar, evler, araçlar cayır cayır yanarken milli parktaki bu rahatlığın sebebi nedir?
Daha dün İzmir Buca’da otoyolda giden bir minibüsün alev alması sonucunda yol kıyısında tutuşan otlar ormanlık alana sıçrayarak hala söndürülemeyen büyük bir yangına dönüştüğü görülmüyor mu?
ARAÇ YANGINI ZOR SÖNDÜRÜLDÜ
Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın Karasu koyunda Pazar günü bir araçta çıkan arıza nedeniyle yangın çıkmış, söndürmek için çağrılan itfaiye kargaşadan Karasu koyuna girememiştir. Neyse ki kısa sürede kontrol altına alınmış. Bu durum çok önemlidir. Buca’da meydana gelen olayın Milli Parkta gelmesi halinde çıkacak panik ve kargaşada çok vahim olaylar meydana gelebilir.
Milli Parkın UDGP’ın Yangın Eylem Alt Programı’nda “Her Türlü Ateş Yakılmasının Önlenmesi, İnsan Baskısının Azaltılması Gerekmektedir” yazmasına rağmen, koylardaki işletmelerde devasa büyüklükte mangallar yakılmakta, ziyaretçiler istediği yerde sigaralarını içmekte, içeri giriş serbestliği nedeniyle adım atacak yer kalmamaktadır.
ARAÇ SAYISI SÜREKLİ ARTIYOR
Geçmiş yıllarda içeri alınan araç sayısı 1200 iken daha sonra bu sayı 1500’e çıkarılmış, bu da yetmemiş gibi, 4. Bölge Müdürlüğü tarafından günübirlik kullanım alanlarında işletmecilik faaliyeti yürüten müstecirin turizm faaliyetlerinden azami düzeyde yararlanması için araç ve kişi sınırlamasında gerekli kolaylıkların gösterilmesini istemesi ne anlama gelmektedir?
Milli Park Müdürlüklerinin önceliği, işletmecileri mi yoksa Milli Parkı mı korumak olmalıdır? İklim değişikliği ve kavurucu sıcakların ormanlık alanları yangına karşı hassas duruma getirirken, milli park müdürlüğünün yangın eylem planlarında şimdilik 1500 olan ama milli park müdürlüğünün araç ve kişi sınırlamasındaki getireceği kolaylık nedeniyle kaç bin araç ve kişinin girebileceği belirsizdir. Bu durum milli park içine atılacak bir alev topu gibidir. Binlerce araç ve insanın güvenliği tehlikeye atılmaktadır. Bunun bedeli çok ağır olacaktır. Önemli olan burada birilerinin yüksek kazanç sağlaması değil, milli parkın koruyarak kullanılması ve sağlıklı bir şekilde geleceğe taşınmasıdır.
DOĞAL ALANDA BÜYÜK TEHLİKE
Sivil toplum örgütleri Tarım ve Orman Bakanlığı’na, Aydın Valiliği’ne, Kuşadası Kaymakamlığı’na yangın konusunda ki endişelerini, gerekli kısıtlamalar konusundaki önerilerini getirmiş olmalarına rağmen, tam tersi yapılmakta milli park içine binlerce insan ve araç sokularak, insanların can ve mal güvenliği ve ülkemizin nadide bir doğal alanı tehlikeye atılmaktadır.
Milli Park Müdürlüğü bu riskleri ve parkın geleceğini düşünerek, bu konuda çalışan üniversitelerle, orman fakülteleriyle, sivil toplum örgütleriyle işbirliği yaparak, yeniden bir değerlendirme yapmalıdır.”