Aydın’ın en önemli doğal miraslarından biri olan Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nda yaşanan gelişmeler, bölge halkı ve çevreciler tarafından endişeyle karşılanıyor. Bölge halka ve çevre örgütleri yeryüzü cennetindeki gelişmeler konusundaki endişelerini ortak bir bildiri ile dile getirdi. Bugün ticaret yapılan arazilerin bölgenin korunması amacıyla bedelsiz olarak kamulaştırıldığının vurgulandığı açıklamada, Park’taki işletmecinin tüm kuralları ve önlemleri alt üst ederek faaliyet gösterdiğine dikkat çekildi.
“1966 yılında milli park ilan edilen ve Türkiye’nin endemik türler açısından en zengin bölgelerinden biri olan Dilek Yarımadası’nda, geçmişte devlet tarafından istimlak edilen tapulu arazilerin bugün özel şirketlere ticari amaçla kiraya verildiği iddia ediliyor. Yöre halkı, atalarından kalan toprakları devlete karşılıksız verdiklerini ancak şimdi bu alanların farklı kişi ve şirketler tarafından işletilmesine tepkili.
“Milli Park korunsun diye sustuk, şimdi ticaret alanına dönüştü”
Yıllarca zeytinliklerde tarım yapan, hayvanlarını otlatan, doğayla iç içe yaşayan köylüler; yangın riski, ekolojik tahribat ve ekonomik kayıplar nedeniyle seslerini artık duyurmak istiyor. Devlete duydukları güvenle hareket ettiklerini belirten bölge halkı, milli parkın kamusal bir değer olarak kalması gerektiğini savunuyor.
Endişe Veren İddialar: Kapasite Kaldırıldı, Denetim Zayıf, Yangın Riski Arttı
Basına ulaşan bilgiler arasında; araç kapasite sınırlarının kaldırıldığı, özel şirketlerin bölge müdürlükleriyle iş birliği içinde denetimsiz faaliyet gösterdiği, orman yangınları açısından yüksek risk taşıyan alanlarda yeterli önlem alınmadığı öne sürülüyor.
Bir işletme çalışanının ifadelerine göre, “Artık araç kapasitesi kalmadı, her şey bizim elimizde” gibi cümlelerin kurumlar arası ilişkilerin şeffaflığına gölge düşürdüğü iddia ediliyor.
Köylüler ve STK’lar Uyarıyor: “Ormanlar tükeniyor, burası son kalemiz”
Doğa yürüyüşlerinden eğitim programlarına kadar birçok etkinlikle yıllardır bölgeyi koruyan sivil toplum kuruluşları ve yöre halkı, bu sürecin kamuoyunun dikkatine sunulmasını talep ediyor. Özellikle yangın sezonunda kapasite artışının durdurulması, özel işletmelerin denetlenmesi ve milli parkın kamusal niteliğinin korunması gerektiği vurgulanıyor.
Yetkililere Çağrı:
Yöre halkı ve çevreciler, başta Cumhurbaşkanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere tüm yetkililere aşağıdaki çağrıyı yapıyor:
Şeffaflık isteniyor
* Dilek Yarımadası Milli Parkı’ndaki tüm kiralama süreçleri ve faaliyetler şeffaf bir şekilde incelensin,
* Kapasite sınırları yeniden getirilsin, yangın önlemleri artırılsın,
* Tapulu arazilerin üzerine yapılan ticari faaliyetlerin yasal zemini gözden geçirilsin,
* Yerel halkın ve sivil toplumun sürece dahil edildiği katılımcı bir yönetim modeli oluşturulsun.
“Yaktırmak için değil, yaşatmak için buradayız!” diyen bölge sakinleri, doğayı korumanın bir vatandaşlık görevi olduğuna inanıyor ve tüm Türkiye’ye bu konuda duyarlılık çağrısı yapıyor.