clock December 24,2023
Milli Park’ta tehlikeli işgal!

Milli Park’ta tehlikeli işgal!

Aydın’ın en önemli doğal miraslarından biri olan Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nda yaşanan gelişmeler, bölge halkı ve çevreciler tarafından endişeyle karşılanıyor. Bölge halka ve çevre örgütleri yeryüzü cennetindeki gelişmeler konusundaki endişelerini ortak bir bildiri ile dile getirdi. Bugün ticaret yapılan arazilerin bölgenin korunması amacıyla bedelsiz olarak kamulaştırıldığının vurgulandığı açıklamada, Park’taki işletmecinin tüm kuralları ve önlemleri alt üst ederek faaliyet gösterdiğine dikkat çekildi.

1966 yılında milli park ilan edilen ve Türkiye’nin endemik türler açısından en zengin bölgelerinden biri olan Dilek Yarımadası’nda, geçmişte devlet tarafından istimlak edilen tapulu arazilerin bugün özel şirketlere ticari amaçla kiraya verildiği iddia ediliyor. Yöre halkı, atalarından kalan toprakları devlete karşılıksız verdiklerini ancak şimdi bu alanların farklı kişi ve şirketler tarafından işletilmesine tepkili.

“Milli Park korunsun diye sustuk, şimdi ticaret alanına dönüştü”

Yıllarca zeytinliklerde tarım yapan, hayvanlarını otlatan, doğayla iç içe yaşayan köylüler; yangın riski, ekolojik tahribat ve ekonomik kayıplar nedeniyle seslerini artık duyurmak istiyor. Devlete duydukları güvenle hareket ettiklerini belirten bölge halkı, milli parkın kamusal bir değer olarak kalması gerektiğini savunuyor.

Endişe Veren İddialar: Kapasite Kaldırıldı, Denetim Zayıf, Yangın Riski Arttı

Basına ulaşan bilgiler arasında; araç kapasite sınırlarının kaldırıldığı, özel şirketlerin bölge müdürlükleriyle iş birliği içinde denetimsiz faaliyet gösterdiği, orman yangınları açısından yüksek risk taşıyan alanlarda yeterli önlem alınmadığı öne sürülüyor.

Bir işletme çalışanının ifadelerine göre, “Artık araç kapasitesi kalmadı, her şey bizim elimizde” gibi cümlelerin kurumlar arası ilişkilerin şeffaflığına gölge düşürdüğü iddia ediliyor.

Köylüler ve STK’lar Uyarıyor: “Ormanlar tükeniyor, burası son kalemiz”

Doğa yürüyüşlerinden eğitim programlarına kadar birçok etkinlikle yıllardır bölgeyi koruyan sivil toplum kuruluşları ve yöre halkı, bu sürecin kamuoyunun dikkatine sunulmasını talep ediyor. Özellikle yangın sezonunda kapasite artışının durdurulması, özel işletmelerin denetlenmesi ve milli parkın kamusal niteliğinin korunması gerektiği vurgulanıyor.

Yetkililere Çağrı:

Yöre halkı ve çevreciler, başta Cumhurbaşkanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere tüm yetkililere aşağıdaki çağrıyı yapıyor:

Şeffaflık isteniyor

* Dilek Yarımadası Milli Parkı’ndaki tüm kiralama süreçleri ve faaliyetler şeffaf bir şekilde incelensin,

* Kapasite sınırları yeniden getirilsin, yangın önlemleri artırılsın,

* Tapulu arazilerin üzerine yapılan ticari faaliyetlerin yasal zemini gözden geçirilsin,

* Yerel halkın ve sivil toplumun sürece dahil edildiği katılımcı bir yönetim modeli oluşturulsun.

“Yaktırmak için değil, yaşatmak için buradayız!” diyen bölge sakinleri, doğayı korumanın bir vatandaşlık görevi olduğuna inanıyor ve tüm Türkiye’ye bu konuda duyarlılık çağrısı yapıyor.

Yanıt Bırak

Yanıtı İptal Et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.

İlgili Haberler

Bizi Takip Edin

Anket

vote-image

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?

17%
83%

Önemli Kategoriler

Son Yorumlar

  • user tarafından Sabiha

    Muhteşem yorummmm

    quoto
  • user tarafından Kuşadalı vatandaş

    by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????

    quoto
  • user tarafından Bahattin Karakaya

    Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.

    quoto