CHP ile İYİ Parti arasında özellikle İstanbul BŞB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrasında yoğunlaşan yakınlaşma Kuşadası’na uğramadı. İYİ Parti Kuşadası Yönetimi’nin, Genel Merkez’in aksine AK Parti’ye muhalefet yerine hedef olarak CHP’li belediyeyi seçmesi, partide rahatsızlık yarattı. İYİ Partili çok sayıda emektar, mevcut ilçe yönetiminin siyasi rekabeti kan davasına dönüştürdüğünü belirterek, genel merkezden yeni dönemde mevcut Kuşadası yönetimine görev verilmemesini istedi. Kuşadası’ndan gönderilen mesajların Ankara’da da karşılık bulduğu ve bu sorunun sona erdirilmesi için çözüm arandığı belirtildi.
İYİ Parti yönetiminin Türkiye’nin sorunlarını kusursuz bir biçimde analiz ettiğini belirterek bir yol haritası çıkardığına dikkat çeken Kuşadalı partililer, “Vatandaş fakirlikle boğuşurken, demokrasi hukuksuzluğun pençesinde ezilirken, devlet tek adamın eline bırakılmışken, kamuoyunu farklı gündemlerle meşgul etmek, sıkıntıları görmemek AK Parti’nin ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramaz” diye belirttiler.
Genel Merkez yöneticilerine gönderdikleri mesajlarda şu anda Türkiye’nin gündeminde yerel seçimlerin olmadığına vurgu yapan değişim taraftarı İYİ Partililer, taleplerini şu gerekçelerle ifade ettiler:
“İçinde bulunduğumuz sıkıntılar sona erdirilmeden yapılacak yerel seçimler, yeni sıkıntıları da beraberinde getirecektir. Bu koşullarda yerel yönetimler değişse ne olur? Yarın, bugün olduğu gibi keyfi uygulamalarla belediye başkanlarının cezaevlerine tıkılmayacağını kim garanti edebilir? Bu nedenle bugün hep birlikte Genel Merkez’in çizdiği yol haritasına sadık kalarak Türkiye’nin mevcut hastalıklardan kurtulması için mücadele etmeliyiz. Bunu başarıp yerel seçim atmosferine girdiğimiz zaman yine Genel Merkez’in belirlediği stratejiler doğrultusunda muhalefet görevimizi yaparız. Bugün ilçe yönetiminin izlediği yolu muhalefet olarak kabul etmek mümkün değil. İlçe yönetiminin bugünkü duruşu ve söylemleri yönetici arkadaşların hasumete vardırdığı rekabetten kaynaklı duygusal tepkiden başka bir şekilde açıklanamaz. Siz kendi duygusal tepkilerinizi anlatırken halkı Türkiye gerçeğinden uzaklaştırırsanız, mevcut düzenin sorumlusu AK Parti’nin değirmenine su taşımaktan başka bir iş yapmamış olursunuz...”
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal Etİlgili Haberler
Popüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.