clock December 24,2023
“Kadının ezilmemesi için yasalardan önce anlayış değişmeli”

“Kadının ezilmemesi için yasalardan önce anlayış değişmeli”

Adı her ne kadar, yaşamını sürdürdüğü Caferli ile özdeşleşse de, Kuşadası’nda pek çok aktivitenin göbeğinde yer alan bir isim Nazlı Deniz Kuruoğlu. Avrupa ve Türkiye eski Güzeli olarak elde ettiği ünü kendisi için değil toplum için kullanmayı tercih eden sıkı bir aktivist. Tıpkı Caferli konusunda olduğu gibi, tıpkı çevre konusunda olduğu gibi kadın hakları konusunda da son derece duyarlı ve bir o kadar da çalışkan.

Kuşadası’ndaki kadın hareketinin öncü ve etkin isimlerinden biri olan Nazlı Deniz Kuruoğlu ile 8 Mart dolayısıyla “Türkiye ve Ada’da kadın ve kadın hakları” konusunda bir röportaj yaptık. Biz sorduk, o cevapladı:

Türkiye de kadının toplumdaki yeri?

Türkiye’nin yaklaşık yarısını kadınlar oluşturmaktadır… Gelişmiş toplumlarda kadınlar toplumsal hayatta önemli bir yer almaktayken, ülkemizde kadınlar ve erkekler arasında eğitimde, çalışma hayatında, siyasette ve kırsal alanda eşitlik anlamında ne kadar uçurumlar olduğu görülmektedir. Yasal ve kamusal alanda reformlar getirilse de kadın erkek rollerine ilişkin anlayış yaygınlaşmamış, gerek Cumhuriyet politikalarında kadına biçilen roller sorgulanmaya, gerekse Avrupa konseyinin hazırladığı ve ilk imzacısı Türkiye olan İstanbul sözleşmesinin iptal edilmesi tartışılmaktadır. Her gün kadına karşı şiddet ve cinayetler artarken yargılama aşamasında verilen kararlar şiddeti normalleştirmektedir. Bu nedenlerle ülkemizde  cinsiyetçilik ve ayrımcılığa uğrayan kadınlar, büyük mücadelelerle hak ettikleri haklarını kaybetmemek için; yani eşit şartlarda olmak, çevresel toplumsal olaylarda dengeleri değiştirmek ve siyasal  yaşamda da eşit koşullarda olmanın bilinciyle hareket etmekte, ulusal ve uluslar arası platformlarda bulunmakta ya da orada olan gelişmeleri takip ederek  mücadele etmektedir. Çünkü Ailenin ve toplumun temel direği kadınlardır.

Kadın haklarının ihlallerinin giderilmesi konusunda en sık rastlanan sorunlar nelerdir?

Verilen haklarımızın saldırılara uğraması pazarlık haline gelmesi, cinsiyet temelli şiddet ve ayrımcılık, var olan sözleşmelerin uygulanmaması…

Yerel yönetimler ve devlet bu mücadelenin neresinde ?

Ülkemizde yasalar kadınlar açısından son derece önemli ve var. Ancak Devlet bunların uygulanması konusunda zayıf kalıyor. Bizlerin istediği uygulamalardaki eksikliklerin, hataların düzeltilmesidir. Yerel yönetimlerden beklentimiz, bu konuda kendilerine düşen görevleri yapması. Kuşadası’nda belediyemizin Kadın Danışma Merkezi var. Ancak çok büyük ihtiyaç olan kadın sığınma evi halen yok.

Kadın örgütleri yeteri kadar güçlü mü? Güçlü olabilmeleri için neler yapmaları gerekir?

Ülkemizde kadın hakları ve  kadına şiddetin önlenmesi konusunda, baskılara ve her şeye rağmen ayakta kalmak için mücadele eden güçlü kadın örgütleri var. Kadına şiddetin önlenmesi konusunda hükümetle iş birliği içinde olmak için talepleri de  var.

Genel bir değerlendirme yapacak olursak hak ihlali ile karşılaşan hemcinslerinizin ortak özellikleri var mı?

Elbette eğitimde ekonomik durum açısından ve siyasette kadın haklarında farklılıklar var. Kırsal yaşamda olan kadınlarımızla şehir yaşamında olan kadınlarımız, çalışan kadınlarımızla evde olan kadınlarımız arasında farklılıklar var.

Caferli’de kadın hakları neredeydi nerelere geldi?

Köyümüzde kadınlar evde ya da mevsimlik işlerinde çalışıyor. Köyümüzle ilgili yaptığımız çalışmalar sonrasında, ;el emekleri ve yaptıkları yiyecek ürünlerini satmaktalar. Ne kadar Ege’de olsak da Caferlili kadınları kahvenin önünden geçmezdi geçmiş zaman içinde. Şimdi Derneğimizin kadınlarıyla kahvede oturmaya başladık.  Kıraathaneye dönüştüren Rubab Daniels üyemize destek olarak Kuşadası Caferli Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği adına kütüphane kurduk .

Unvan kazanmış biri olarak ihlalle karşılaştın mı?  Tavrın ne oldu

Elbette oldu, Ancak mücadeleci ve sabırlı  bir ruha sahip olduğumdan başa çıkmaya çalıştım.  Elbet kırıldım, üzüldüm ama vazgeçmedim . Eşit olmayı paylaşmayı gösterebildiğim kadar mücadelemi devam ettireceğiz.

Marka bir isim olmak avantaj oldu mu?

Elbette oldu.

Caferli köyünün tanıtımı için uzun yıllar kullanmadığım ismimi 2015 den sonra kullanmayı tercih ettim

Kuşadası’nda kadın hakları ile ilgili örgütlenme ile neler düşünüyorsunuz?  Türkiye ortalamasına göre eksik ya da fazlası var mı?

Türkiye Kadın Dernekleri temsilcisi Mehlike Hepdemir ile kadın hakları konusunda derneğimizle Kuşadası’nda bir çok çalışmalar yaptık ve yapmaktayız. Ayrıca yine kurucu ortaklarından  olduğum kadın kooperatifi olan KUŞAKK Kuşadası Kadın Girişim Üretim ve İşletme Kooperatifi Kuşadası’nın çatı kuşları motifleri ile ülkemizde ses getirdi. Ama maalesef ilçemizde 8 Mart ve 25 Kasım dışında çalışmalar yapılmamakta .

Kadın Dernekleri Federasyonu Kuşadası temsilcisi Mehlike Hepdemir kadına karşı şiddet, tecavüz ve çocuk istismarları ile ilgili sahada çalışıyor. Kuşadası Kadın Platformu’na da sosyal iletişim desteği veriyorum. Kuşadası Belediyesi’nin de evlenecek çiftlere İstanbul Sözleşmesi’nin kitapçığını vermelerinin değerli bir uygulama olduğu düşünüyorum.

#İstanbulSözleşmesiYaşatır #İstanbulSözleşmesiniUygula

Yanıt Bırak

Yanıtı İptal Et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.

Bizi Takip Edin

Anket

vote-image

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?

17%
83%

Önemli Kategoriler

Son Yorumlar

  • user tarafından Sabiha

    Muhteşem yorummmm

    quoto
  • user tarafından Kuşadalı vatandaş

    by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????

    quoto
  • user tarafından Bahattin Karakaya

    Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.

    quoto