Kuşadası Belediyesi, yol kenarlarındaki yabani otları kurutmak için zehirli ilaç kullanmaya başlayınca, bölgedeki tarım arazileri de risk altına girdi. Caferli’de doğal tarım yapma mücadelesi veren üreticiler isyan etti.
Kuşadası’nda beton istilasından kurtulabilen tarım alanları, şimdi de zehir tehdidi ile karşı karşıya kaldı. Kuşadası Belediyesi’nin yol kenarlarındaki yabani otlardan kurtulmak için başlattığı ilaçlama, çok sayıda meyve bahçesini de etkiledi. Organik tarımın geliştirilmesi için büyük çaba harcanan Caferli’de üreticiler, Kuşadası Belediyesi’ni doğa ve insan sağlığı adına zehir kullanmaktan vazgeçmeye çağırdılar.
Doğal dokusunun korunması için örnek mücadelenin verildiği Caferli’de Kuşadası Belediyesi tarafından yol kenarlarındaki yabani otları kurutmak için zehir kullanılması üreticilerin büyük tepkisini çekti. Otları kurutmak için atılan zehirin bölgedeki meyve ve zeytin ağaçlarını da etkilediğini belirten üreticiler, belediyenin doğa için büyük risk içeren bu yöntemden vazgeçmesini istediler.
Yabani otlardan kurtulmak için kullanılan yöntemin bölgedeki tarım alanları için büyük tehlike oluşturduğunu belirten Ziraat Mühendisi Turgay Şahinel, ilkbahar döneminde yabani otlar için kullanılan zehirin rüzgar ve arılar aracılığı ile kilometrelerce uzaklıktaki alanları bile etkilediğine dikkat çekti. Şahinel, pek çok bitkinin çiçeklendiği bir dönemin yaşandığına işaret ederek, “Bu tür ilaçlar dünyanın pek çok ülkesinde kullanımı yasaklanan glifosat içermektedir. Bu zehirli madde her türlü sebze ve meyvede ürüne kolaylıkla nüfuz eder. Dolayısıyla ilacın kullanıldığı alanlardaki her türlü ürün insan için tehlikeli hale gelebilir. Toprağa bulaşması ile bitkilerin tamamını etkilediği gerçeğini de göz ardı etmemek gerekir” diye konuştu.
Bu arada Ziraat Mühendisi Turgay Şahinel’in dikkat çektiği “glifosat” içeren zehirlerin dünyanın pek çok ülkesinde yasaklandığı belirlendi. Alman kimya ve ilaç devi Bayer'in geçen yıl satın aldığı Monsanto firmasının ürettiği glifosat içeren zirai ilaç Roundup ile ilgili açılan tazminat davasında karar verildi. ABD'nin Kaliforniya Eyaleti'nde görülen davada jüri heyeti, zirai ilaç yüzünden hastalandıklarını öne süren çifte, ilacı üreten Monsanto firmasının iki milyar dolardan fazla tazminat ödemesine karar verdi. Davacı çift Monsanto firmasının ürettiği ilaç yüzünden kansere yakalandıklarını belirterek dava açmıştı.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.