“Kuşadası kimliğini arıyor” isimli çalıştayın sonuç raporu, Türk turizminin öncüsü olan ilçenin getirildiği içler acısı durumu tüm çıplaklığı ile ortaya çıkardı. Özelleştirme İdaresi, TOKİ, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Aydın Büyükşehir Belediyesi ve Kuşadası Belediyesi tarafından yapılan imar uygulamalarının neden olduğu tahribat Türkiye gündemine düşünce Başkan Günel kendini kurtarmak için karşı atağa kalktı. İşe, araya hatırlı dostlarını koyarak, Kuşadası’nın getirildiği kara tabloyu manşetinden Türkiye gündemine taşıyan Sözcü gazetesinden bu haberi kaldırtarak başlayan Günel, hemen ardından tüm sorumluluğu TOKİ’ye yıkan haberler servis ettirdi.
TORPİLLİ İMARLARINI UNUTTU
Seçim öncesi yoğunlaşan algın operasyonunda, yıllardır torpilli imarları savunan Ömer Günel’in çarpık yapılaşmaya tepki gösterdiği iddia edildi. Kuşadası Belediyesi tarafından Ömer Günel’i destek veren medya kuruluşlarına yayınlatılan haberlerde, doğa ve çevre tahribatının sadece Ankara’dan verilen imarlar yüzünden gerçekleştiği iddia edildi.
Bu haberde Özelleştirme İdaresi’nin planlarda park olarak görünen Güzelçamlı’daki 440/4 parselde, turizm+ticaret değişikliği yaptığı ileri sürülürken, Kuşadası Belediyesi’nin rekreasyon alanı olarak düzenlenen eski çöplüğe dev bir AVM inşa edilmesinin önünü açan kararına değinilmedi. Bazı meslek ve çevre örgütlerinin iptal girişiminde bulunduğu Güzelçamlı’daki imar değişikliği için Kuşadası Belediyesi’nin kılını bile kımıldatmadığı da haberde yer bulamadı.
Ömer Günel’i çarpık yapılaşmadaki sorumluluğundan kurtarmayı hedefleyen haberlerdeki iddialar incelendiğinde Kuşadası Belediyesi’nin Ankara’da hazırlanan imar planlarından bazılarını emsal aldığını, bazılarında da 1/1000’lik uygulama imar planlarında yönetmeliklere aykırı kot vererek yapılaşma yoğunluğunun artmasına neden olduğu anlaşıldı.
Bu örneklerden bir tanesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın turizm imarı verdiği Türkmen Mahallesi 402/8 parsel oldu. Günel, fundalık ve makilik alanın imara açıldığı gerekçesiyle Bakanlığı suçlarken, aynı vasıftaki bitişik 402/1 numaralı parsele ise Aydın Büyükşehir Belediyesi ve Kuşadası Belediyesi’nde alınan kararlarla orta yoğunlukta konut izni verildi, inşaat başladı.
FAZLADAN KAT VERİLDİ
Kuşadası’nda Kalafat Dağı olarak bilinen bölgede TOKİ tarafından imara açılarak satılan Türkmen Mahallesi’ne kayıtlı bazı parsellerde yapılaşma yoğunluğu belediye tarafından arttırıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2 kat imar verdiği bu parsellerde kot farkı oluşturularak 3 katlı binalar inşa edildi.
İstanbul’da bazı medya kuruluşlarını ziyaret ederek ballandıra ballandıra betonlaşmaya karşı mücadele verdiğini iddia eden Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, Aydın Büyükşehir Belediye Meclisi’nde alınan kararlarda sürekli yapılaşma lehine oy kullandı. Günel son olarak Büyükşehir Meclisi’ndeki oyuyla, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan 1/100.000’lik planlarda tarım alanı olarak görünen Yaylaköy 180/1 parsele kayıtlı taşınmazın imara açılarak turizm+ticaret olarak yapılaşmasına onay verdi.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.