clock December 24,2023
Kuşadası’nı zübüklerden  kurtarma zamanı geldi!

Kuşadası’nı zübüklerden kurtarma zamanı geldi!

Olcay Aras. Son günlerde Kuşadası siyasetinde adından en çok söz edilen isimlerden biri. Deyim yerindeyse “sapına kadar” Atatürkçü, devrimci, ilkeli bir siyasetçi. Geçtiğimiz günlerde CHP’nin aday belirleme sürecinde yaşanan antidemokratik uygulamalar yüzünden partilisi ile yollarını ayıran binlerce kişi arasında ilk sıralarda yer alan bir isim. Her ne kadar sırtını Kuşadası Belediyesi’ne dayamış bir kesim tarafından eleştirilse de, karalanmaya çalışılsa da çoğunluğun ilkeli duruşuna alkış tuttuğu bir kişi. Şu anda kendisi herkesin bildiği gibi Türkiye İşçi Partisi’nin Kuşadası Belediye Başkan adayı. Olcay Aras’la aday olarak mevcut belediye yönetimi ile ilgili fikirleri ve hedeflerinden önce CHP’den kopma süreci ve nedenlerini konuştuk.

Olcay hanım bu soruyu mutlaka başka yerlerde de duymuşsunuzdur ve farklı insanlara da benzer cevapları vermişsinizdir ancak yine de sesinizi daha geniş bir mecraya ulaştırabilmek adına neden CHP’den ayrıldığınızı bir kez daha anlatabilir misiniz?

DÜŞÜNCELERİMİZİ EYLEME DÖNÜŞTERECEĞİZ

-İbrahim bey öncelikle beni buraya davet ettiğiniz ve sesimin duyulmasına aracılık ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Sizin de dile getirdiğiniz gibi basının bana sorduğu ilk soru neden yıllardır emek verdiğiniz partinizden ayrıldınız oluyor. Aslında sokaktaki insan neden CHP’den ayrıldığımı çok iyi biliyor. Çünkü onların CHP’ye sırtları dönme gerekçeleriyle benimkiler aynı gerekçeler. Her birimiz Kuşadası için en doğru olan şeyi yapabilmek ve özgürce düşüncelerimizi eyleme geçirebilmek adına CHP’den ayrılıyoruz.

Sera Kadıgil’in 2021 yılının haziran ayında CHP’den ayrılıp Türkiye İşçi Partisine geçerken yaptığı konuşmayı hatırlarsınız. Sayın Kadıgil o konuşmasında CHP bana hayalini bile kurmadığım bir yol açmıştı diyor ve kendisiyle aynı yolda yürüyen tüm dostlarına, tüm CHP camiasına teşekkür ediyor. Ancak artık yeni bir yol açma zorunluluğunu da omuzlarında hissettiğini ekliyor. Sera Kadıgil bence CHP’nin sol kanadında yer alan herkesin zihninden geçenleri özetlemiş o basın açıklamasında. Gerçekten fikrimiz hür ve vicdanımız rahat olsun diye Türkiye İşçi Partisine geçiyoruz bizler.

TİP OYLARI BÖLECEK Mİ?

Olcay hanım peki Türkiye İşçi Partisi’in tüm Türkiye genelinde muhalefetin oylarını böleceği ve mevcut iktidara daha fazla alan açacağı yönündeki söylemlere dair ne düşünüyorsunuz?

-Ne yazık ki muhalefette duran herkes yaklaşık yirmi beş yıldır aynı söylemlerle tek bir partiye oy vermeye davet ediliyor. 2002 yılından beri aynı şeyleri deneyip aynı sonuçları alıyoruz. İktidar kirlendiği kadar muhalefetin de kirlendiğini düşünüyorum. Antidemokratik uygulamalar ne yazık ki muhalefet partilerinde de giderek yaygınlaşıyor. Muhalefet de asla kaybetmeyeceğini düşündüğü her il ve ilçede kendi despotik rejimini tesis ediyor. Dolayısıyla muhalefette kalanlar da iktidar da olanlar da kendi içerisinde kendi “zübük”lerini üretiyor. Bu gidişata dur demek için gerçekten artık denenmemiş bir yolu denmemiz gerekiyor.

Peki Türkiye İşçi Partisinin size daha demokratik bir işleyiş sunabileceğini düşünüyor musunuz?

-Düşünmüyorum, buna gönülden inanıyorum İbrahim Bey. Türkiye İşçi partisinin parti tüzüğünü okuduysanız ne demek istediğimi çok daha iyi anlarsınız diye düşünüyorum. Burası her şeyden önce hegemonik yapıda bir parti değil. Kararlar tepeden inme değil tüm örgütün katılımıyla alınıyor. Ben açıkçası Kuşadası’nın tam da böyle bir yönetime ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Sadece Kuşadası değil tüm Türkiye’nin ihtiyacı olan şey bu aslında. 

YANLIŞ YOLDA YÜRÜNÜYOR

Bizler genellikle büyük tabloyu değiştirip dönüştürmeye çalışıyoruz ancak yapacağımız iş genelleştikçe, düzelteceğimiz yapı da karmaşıklaşıp muğlaklaşıyor. Dolayısıyla ben kendi adıma en küçük yerel birimlerde değişimin başlayacağına inanıyorum. Doğrudan demokrasi bu demek zaten. Bizler TİP olarak doğrudan demokrasi bilincini tüm yurttaşlarımızın zihnine aşılamayı hedefliyoruz. Mahalleli kendi mahallesinin sorunlarını hızlıca masaya yatırıp çözdürtebilsin istiyoruz. Aynı sorun aylarca yıllarca konuşulmasın, ortaya çıktığı andan itibaren çözülsün istiyoruz. Kısacası isteğimiz Kuşadası halkının kendi kaderini tayin edebilme yetisi kazanmış olması. Bunu sağlamayı hedefliyoruz.

Peki değişimin kolayca gerçekleşeceğini düşünüyor musunuz?

-Elbette yeni bir yola girmek her zaman sancılı bir süreçtir. Ancak ben Kuşadası halkının buna uzun yıllardır zaten hazır olduğunu düşünüyorum. Gerçekten hedeflerimize ulaşabilirsek Kuşadası’nın tüm Türkiye’ye bir örnek oluşturacağını düşüyorum. Bizce halkımız artık şehre dair kendi kararlarını verebilmeli ve ortak arzularını eyleme geçirebilmeli. Bunun yolu da dinlemekten geçiyor. Biz parti olarak insanları dinlemenin önemine vurgu yapıyoruz. Ben yaptım oldu zihniyeti bize gerçekten çok uzak. Biz birlikte yapacağız, birlikte karar vereceğiz. Birlikte adım atacağız. Şehrimizin ancak bu şekilde güzelleşebileceğini düşünüyoruz.

Yanıt Bırak

Yanıtı İptal Et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.

Bizi Takip Edin

Anket

vote-image

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?

17%
83%

Önemli Kategoriler

Son Yorumlar

  • user tarafından Sabiha

    Muhteşem yorummmm

    quoto
  • user tarafından Kuşadalı vatandaş

    by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????

    quoto
  • user tarafından Bahattin Karakaya

    Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.

    quoto