Dün gece belediye başkan adayları son mitinglerini gerçekleştirdi. Final buluşmasına çıkan isimlerden biri de CHP’nin adayı ve Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’di. Çalışanların aileleri ile birlikte mitinge katılmaya mecbur bırakılmasını da, taşıma kalabalık oluşturuldu iddialarını da bir tarafa bırakalım.
Günel, kendi dönemi için seçim süreci başladığından beri ağzından düşürmediği “hizmet çağı” iddiasını tekrarladı durdu. Bir de “yaptıklarım yapacaklarımın teminatı” diye bir ifade kullandı. İşte ben buna takıldım. Siyasetin raconunda bu ifade, “Ne yaptıysam aynısını yapmaya devam edeceğim” demektir.
Aynı Günel 5 yılın özetini geçerken, göze-kulağa hoş gelen şeyleri ballandıra ballandıra anlatıyor da, nedense bazılarını hiç gündeme getirmiyor.
Mesela 21/B ihalelerini.
Bu yöntemde ihaleye katılacakları idare belirliyor. İdare kimi çağırırsa, ihaleye ancak onlar girebiliyor. Yani idarenin onaylamadığı bir şirketin aynı işi daha iyi ve ucuza yapacak yeteneği olsa bile, teklif verme şansı bile yok. Uzun süredir bu yönteme karşı çıkan CHP Genel Merkezi 21/B ihaleleri için “adrese teslim” diyor. Gelin görün ki Günel döneminde Kuşadası Belediyesi kaç tane 21/B ihale açtı belli değil. Çevre yolu peyzaj ihalesinden, mıcıra, araç kiralamadan çöp ihalesine bir sürü ihale sayayım size.
Bir de şu betonlaşma konusu var. Ömer Günel döneminin sadece 3 yılında neredeyse 7 milyon metrekare alana inşaat ruhsatı verilmiş. Kuşadası nefes alamıyor. Dağ-taş inşaat doldu. Güzelim zeytinlikler, güzelim bahçeler rant uğruna yok edildi.
Ya belediye mülklerinin satışına ne demeli? Bugün işbaşında olan CHP İlçe Başkanı geçen dönem, Belediye Başkanı 1.800 metre kare bir arazi satmak için meclisten yetki istediğinde kıyameti koparmıştı. Bu dönemde ne kadar arazi satıldı söyleyeyim mi? Rakamı bizzat Ömer Bey verdi. Belediye 103 bin metrekare arazi satmış. Bu miktara Arya’ya devredildikten sonra satılan mülkler dahil değil.
Satışlardan söz etmişken Kent Meydanı ve Eski Top Sahası var. Tıpkı 21/B’ler gibi Yap İşlet Devret modeli projeler de CHP’nin kırmızı çizgilerinden. Ama Ömer Günel, kendisini en fazla 2 yılda amorti edebilecek bu projelerin tüm gelirlerini 30 yıllığına müteahhit firmalara devretti. Balıkçılar Meydanı için de aynı yöntemin uygulanacağı iddiaları ayyuka çıkmasına rağmen Günel’den tık yok…
………
Galiba açıklama yaparak devam edersek üzeri örtülen icraat uzayıp gidecek.
Kısa kısa hatırlatalım;
-Güzelçamlı’da çivi çakmanın yasak olduğu parselde oğlu için yaptırdığı ama seçim nedeniyle inşaatına ara verdiği Beach Clup’ı,
-KUSAV’a bağış yapan müteahhitlere tanınan ayrıcalıkları,
-Otel olarak ruhsat alıp konut olarak satılan sözde “turistik tesis” inşaatları,
-Belediye’nin devlete, bankalara ve müteahhitlere olan borçları,
-Kapatılan huzurevi sakinlerinin trajik ölümleri,
-Belediye başkanının kölesi gibi görülen çalışanlara uygulanan mobbing,
-Belediye için kara delik haline gelen ARYA’dan nemalananlar,
-Ömer Günel’in şüpheliler arasında gösterildiği Güvercin Masa dosyası,
-Kuşadası’ndaki evinin bulunduğu sitedeki havuzun mülkiyeti,
-Yüksek faturaların ödendiği dış geziler,
-Konser ve Festivallerin maliyeti,
-KUŞAKK ve Mübadiller Derneği gibi göreve gelir gelmez sokağa attığı kuruluşlarla, kapattığı Ege Mutfağı Evi,
-Elon Musk’ın bile hayran kaldığını iddia ettikleri Mars Koloni,
-İçişleri Bakanlığı tarafından başlatılan soruşturmalar,
-Yaylaköy’de varlığını itiraf etmek zorunda kaldığı ev, ama nedense ikamet kaydını almadığı ev…
-Kuşadası’nda hayatı felç etmekten başka hiçbir işe yaramadığı bin defa ortaya çıkan tek yön uygulaması…
-CHP'nin temel ilkelerine karşı çıkan CHP emektarlarına karşı uygulanan baskı ve cezalandırma...
…
Farkındaysanız gündemden saklanan dosyaların neredeyse hepsi, CHP’nin seçmeni korumak için önüne geçeceğini vaat ettiği icraatlar. Bu durumda Ömer Günel CHP’li mi yoksa CHP’nin Türkiye’yi kurtarmak istediği anlayışın bir elemanı mı?
Eminim ki, Kuşadası seçmeni bunun farkına vardığında yaşadığın kentin geleceğini kurtaracak. (İ.A.)
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.