Kuşadası’nda sona ermesi büyük ölçüde kesinleşen Ömer Günel döneminden geri, her biri için tarihe not düşülen skandallar dizisi kaldı. Günel’in 5 yıla dayanan görev süresi içinde onlarca milyonluk mülk satılmasına rağmen belediye gırtlağa kadar borca battı, turizm geri vitese taktı, plansız yapılaşma yüzünden ilçe beton adasına döndü.
Koltuğa oturur oturmaz enkaz edebiyatı yapan Ömer Günel döneminin en çok tepki gören, kamuoyunda hep şaibe ile anılan icraatları içinde ilk sırayı 21/B kapsamında gerçekleştirilen ihaleler oldu. CHP tarafından “adrese teslim” diye tanımlanan yöntemle yapılan çevre yolu peyzaj, araç kiralama, katı atık toplama ihaleleri hakkında yolsuzluk iddiaları nedeniyle soruşturma açıldı. Yapılan incelemelerde iddiaları doğrulayan bulgular elde edilince bunlar hakkında işlem başlatıldı.
Kuşadası Belediyesi’nin 750 bin tonluk mıcır alımı için açtığı ihalede yaşananlar ise Türkiye gündemini bile sarstı. İçişleri Bakanlığı’nın soruşturmasında, sözleşmeye konu olan mıcırın teslim alınmadığı halde hak ediş raporları düzenlenerek ödeme yapıldığı ortaya çıktı. Aynı soruşturmada ayrıca 2’si açık olmak üzere toplam 59 ihalede sahte teklifler alındığı belgelendi. Bu soruşturma sonucunda Kuşadası Belediyesi’nde operasyon yapıldı. Dosyanın sanıkları Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başladı.
Bu soruşturma ile ilgili bir başka ayrıntı ise, yolsuzluk iddialarına ilişkin yazılar yazan yazar Ergün Poyraz’ın öldüresiye darp edilmesi oldu. Ergün Poyraz’ın olay sonrasında saldırganların Belediye Başkanı Ömer Günel tarafından azmettirildiği iddiasında bulunması sonucu olay yargıya taşındı. Poyraz’ın mahkemeden Ömer Günel ile saldırganlar arasındaki ilişkinin kanıtlanabilmesi için telefon görüşmelerine ait HTS kayıtlarının istenmesi yolundaki talebine, Günel’in avukatı itiraz etti. Ancak dava Ergün Poyraz lehine sonuçlandı.
Günel döneminin kamuoyunda en çok tepki gören vukuatlarından bir diğeri de Başkan Yardımcısı Oğuzhan Turan imza attı. Önce internete düşen pornografik görüntüleri ile gündeme düşen Turan hakkında rüşvet aldığı iddiaları ortaya atıldı, çıkan tartışmada silahlar konuştu. Silahlı tartışma sonrasında Oğuzhan Turan’ı suçlayan saldırgan, başkanlık makamında ağırlandı. Bütün bunlara rağmen Ömer Günel’in bir türlü görevden almadığı Oğuzhan Turan, daha sonra da önce eski bir ARYA çalışanını, ardından da 17 yaşındaki kızını sokak ortasında dövünce bir kez daha mahkemelik oldu.
Festival, konser ve dış gezilerin ara vermeden sürdürüldüğü Günel döneminde bu saltanata kaynak bulabilmek amacıyla onlarca belediye mülkü satıldı. Satışlar yetmezmiş gibi Kent Meydanı ve Eski Top sahasında inşa edilen Yaşam Merkezi projeleri “Yap-İşlet-Devret” modeli ile elden çıkartıldı. Borçlanma limitlerini aştığı Sayıştay tarafından belgelenen Kuşadası Belediyesi, gırtlağa kadar borç batağına battı. Hesaplardaki ve ihalelerdeki usulsüzlükler Sayıştay’ın 2022 denetim raporunda da açık açık anlatıldı.
Bazı meclis üyeleri ve yakın çevresinin bir anda zenginleştiği 5 yıla dayanan Ömer Günel dönemi, en büyük zararı Kuşadası’nın kent dokusuna ve turizme verdi. Yatak kapasitesinin günden güne eridiği Kuşadası’nda dağ-taş güzelim zeytinlikler köklenerek, turizme verilen ayrıcalıklarla ruhsatlandırılan “ticaret+turizm” projeleri konut dolduruldu. Turistik tesis olması gereken parsellerde yükselen yapılarda, yönetmeliklere aykırı olmasına rağmen kat mülkiyeti oluşturularak müteahhitlere inanılmaz rant sağlandı.
Bu süreçte, Ömer Günel’in uygulamalarını eleştiren çok sayıda Kuşadalı, yıkım tehditleri, evleri ve işyerleri mühürlenerek cezalandırıldı.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.