CHP yönetimi, kabarık borçları nedeniyle AK Parti’den devir alınan belediyeleri topa tutarken, partili Kuşadası Belediyesi, batık yerel yönetimler sıralamasında zirveyi zorlamaya başladı. Ömer Günel’in işbaşında olduğu 2019-2024 yılları arasında onlarca gayrimenkul satmasına rağmen 1.5 milyar civarında borç yapan Kuşadası Belediyesi, yeni döneme yine kredi ve arsa satışı ile başlangıç yaptı. İşçi maaşlarını bile ödemekten aciz duruma düşen belediye yönetimi, 25 milyon lira kredi çekmek ve 12 arsa daha satmak için meclisten yetki istedi.
Kuşadası Belediye Meclisi’nin 6 Mayıs tarihli meclis gündemine alınan 25 milyon liralık kredi talebinde, özel veya kamu bankalarından çekilmesi planlanan miktarın devam eden yatırımlar ve cari borçlar için kullanılacağı açıklandı. Aynı toplantıda görüşülecek bir başka gündem maddesine göre de mülkiyeti Kuşadası Belediyesi’ne ait 12 arsanın satışı için onay istendi. Çınar, Davutlar, Güzelçamlı ve Türkmen Mahallesi’nde bulunan ve en küçüğü 198 metrekare, en büyüğü de 9 bin 121 metrekare olan taşınmazların satışından elde edilecek gelirin yatırımlar için kullanılacağı ifade edildi.
Üst yönetim, mülk satışları ve aşırı borçları nedeniyle AK Partili Belediyeleri sert şekilde eleştirirken, CHP’li Kuşadası Belediyesi’nin Genel Merkez’in bu söylemlerine rağmen yeni borç stokunu büyütme ve mülk satışlarına ara vermemesi şaşkınlık yarattı.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.