31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimde direkten dönmesine rağmen kıl payı ikinci kez seçilen, ancak CHP’nin Türkiye’de en çok oy kaybeden belediye başkanları arasına adını yazdıran Ömer Günel’in kin ve intikam siyaseti devam ediyor.
Yyerel siyasette etkin olduğunu düşündüğü kişilerle barışmak, uzlaşmak için her yolu deneyen Ömer Günel, zayıf gördüğü kişi ve gruplara yönelik intikam eylemlerine devam ediyor. Bunu son örneği ise karpuz standını elinden aldığı Mehmet Çelikkol isimli vatandaş oldu. Trafiği aksattığı gerekçesiyle Mehmet Çelikkol’un karpuz tezgahını iptal eden Ömer Günel, aynı yere başka karpuz tezgahına izin verdi. Olaya isyan eden Mehmet Çelikkol, ekmeğinden edildiğini vurgulayarak Ömer Günel’in sırf rakibini desteklediği için kendisinden intikam aldığını iddia etti.
6 aylık süre dikkate alınmadı
İşgaliyesini ödediği yerde uzun süredir karpuz tezgâhı olduğunu hatırlatan Mehmet Çelikkol, daha 6 aylık işgaliye hakkı olduğu halde tezgahının trafik bahane edilerek kaldırıldığını söyledi. İtiraz etmediğini ve tezgahını kaldırdığını belirten Mehmet Çelikkol, aradan bir süre geçtikten sonra eski Saydam Tıp Merkezi önündeki karpuz tezgahının boşalttığı alana taşındığını, belediyeye sorduğunda inşaat nedeniyle geçici olarak taşındığı bilgisinin verildiğini söyledi.
Ancak aradan aylar geçmesine ve eski Saydam Tıp Merkezi’nde inşaat tamamlanmasına rağmen tezgâhın yerinin değişmediğine dikkati çeken Mehmet Çelikkol, “Diğer karpuz tezgâhı boşalttığım alana kalıcı olarak yerleşti. Benim tezgâhım trafiği engelliyordu, bu tezgâh engellemiyor mu? Biz bu kadar geniş yer işgal etmiyorduk. Ömer Günel tarafından zorla boşalttığım yere taşınan arkadaş devasa römorku buraya yerleştirebilmek için o güzelim limon ağacının birçok dalını da kesmiş. Ve bu alana tamamen yerleşmiş. Hani geçici olarak gelmişti? Mehmet Çelikkol burada dururken trafiği aksatıyordu da bu karpuz tezgâhı trafiği aksatmıyor mu?” dedi.
Kin ve intikam yönetimi
Bu konuda Ömer Günel ile görüşmek için uzun uğraşlardan sonra randevu alabildiğini anlatan Mehmet Çelikkol, kendisini 1,5 saate yakın bekletildikten sonra Başkan Yardımcısı Seyhan Seyfi Suvari’nin yanına gelip ‘Ömer Başkan seninle görüşmek istemiyor’ dediğini söyledi. Mehmet Çelikkol sözlerine şöyle devam etti: “Sırf onu desteklemediğim, oy vermediğim için beni ekmeğimden eden Ömer Günel’i kınıyorum. Bir CHP’li olarak şunu söyleyebilirim; dünya görüşü olarak karşı olduğumuz bütün özellikleri bünyesinde toplamış bir siyasetçidir Ömer Günel. Boşuna Kuşadası tarihinin en nefret edilen belediye başkanı değil bu şahıs. Çünkü kin ve intikam ile yönetiyor, insanların ekmeği ile oynuyor. Ya ondan taraf olacaksın ya da bertaraf. Siyaset tarzı bu. Kendisine oy vermeyenleri düşman olarak görüyor, yok etmeye çalışıyor. Başka hiçbir açıklaması yok.”
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.