Kuşadası Belediyesi ile Kuşadası Altın Güvercin Kültür ve Sanat Vakfı (KUSAV) tarafından ortaklaşa düzenlenen Sokak Festivali’nde deprem bölgesi için toplanan yardımların akıbeti merak konusu oldu. Depremzedelere destek amacıyla satılan yemeklerin bedellerinin geçtiğimiz yılı yaklaşık 700 bin lira zararla kapattığı ifade edilen ve vakıf başkanı Levent Köylü’nün yönetim Kurulu Başkanı oldu özel bir şirket tarafından tahsil edilmesi, yardımlar konusunda kafalarda soru işareti bıraktı.
Edinilen bilgiye göre, geçtiğimiz temmuz ayı sonunda gerçekleştirilen festivalde, 11 ayrı noktada satış standı kuruldu. Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, porsiyonu 200 liradan satışa sunulan yemeklerden elde gedilecek gelirin Deprem Bölgesi’ne gönderileceğini duyururken, yemek bedelleri yönetim kurulu başkanlığını KUSAV Başkanı Levent Köylü’nün yaptığı aynı isimdeki Kusav Turizm, Organizasyon, Reklam, İnşaat Ticaret A.Ş. tarafından tahsil edildi. 01 Nisan 2021 tarihinde kurulan ancak faaliyet konuları nedeniyle gerçek kuruluş amacı bir türlü anlaşılamayan şirketin, geçtiğimiz yılı yaklaşık 700 bin lira zararla kapattığının anlaşılması, toplanan yardımın amacı dışı kullanılacağı yolunda endişe yarattı. Geride kalan 10 gün boyunca, satış gelirleri ve gönderildiği adres konusunda resmi açıklama yapılmayışı yardımların akıbeti konusundaki endişeleri arttırmaktan başka bir işe yaramadı.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.