Corona virüs ile mücadelede yurt genelinde uygulanan 17 günlük 'tam kapanma' uygulaması başlarken, kapanma öncesi büyükşehirlerden adeta Covid-19 göçü yaşandı. Uzmanlar, büyükşehirlerdeki virüsün yükünün Anadolu’ya yayılacağı uyarısında bulundu.
17 günlük kapanma öncesi büyükşehirlerden köy ve yazlıklarına gidenler adeta Covid-19 göçüne neden oldular. Bilim insanları ise, özellikle bayram günlerinde köy ve kırsal kesimlerde ev ziyaretlerinin yapılması durumunda virüs yayılımını katlanacağına ve büyükşehirlerdeki virüsün yükünün Anadolu’ya yayılacağına dikkat çekiyor.
“GEÇEN YILKİ FİLMİN AYNISINI GÖRÜYORUZ”
Ankara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, “İnsanlar büyükşehirlerden köy, ören ve yazlık yerlere akın ettiler. Sokağa çıkma kısıtlaması olsa da, özellikle köylerde ev ziyaretleri yapacaklar. Her köyü, her evi denetlemek mümkün olamayacağı için Anadolu’nun farklı yerlerinde vaka sayılarının artışını göreceğiz” yorumunda bulundu.
İngiliz varyantının yayılım hızının riskine de dikkat çeken Prof. Dr. Balık, “Geçen bayramda 1 kişinin 50 kişiyi enfekte ettiğine dair çokça örnekler görmüştük. Köylerde ev ziyaretlerinin olması, İngiliz varyantının dalga dalga yayılması anlamına gelir” dedi.
ANADOLU'YA YAYACAKLAR
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yoğun Bakım Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal da, İstanbul’daki virüs yükünün Anadolu’ya yayılımasının kaçınılmaz olduğunu belirterek, "Köyüne, kasabasına, yazlığına gidenler mutlaka izole yaşamalı. Akrabasını, ülkesini seven bayramda ev ziyareti yapmaz. Kuşadası ve Bodrum başta olmak üzere, tatil yerleri ile köylerde büyük risk söz konusu. İstanbul’da Güney Afrika ve Hindistan varyantının tespit edildiği açıklandı. Bu kadar az genomik dizilim tespit edildiği bir ülkede, Güney Afrika ve Hindistan varyantı yakalıyorsanız, gerçekte kaç kat mutant virüs olduğunu sizler düşününün. İstanbul’da İngiliz, Hindistan ve Güney Afrika varyantları tespit edilmesi, megakentin adeta varyantların buluşma noktası olduğunu gösteriyor. Durum çok ciddi. Varyant virüsler aşıların etkisini azaltıyor ve İstanbul başta olmak üzere, büyükşehirlerden Anadolu’ya gidenler varyant virüsleri taşımış oldular. Kapanma öncesi Covid-19 göçü yaşanması hiç iyi olmadı” ifadelerini kullandı.
"SEYAHATLER ENGELLENMELİYDİ"
İstanbul Tıp Fakültesii İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Osman Erk ise kısıtlama kararını açıklandığı günden itibaren seyahatlerin kısıtlanması gerektiğine işaret ederek, "İstanbul başta olmak üzere köyüne, yazlığına gitmesi gerekenlerin hepsi adeta kaçıp gitmiş oldu. Maalesef İstanbul’daki virüs yükü yurt sattı mahalline yayılacaktır. Hindistan mutantı 5 kişi olarak açıklandı ancak sayı çok daha fazladır. İngiltere, Brezilya ve Güney Sfrika’dan sonra Hindistan mutantı da ülke geneline yayılma riski var” dedi. Prof. Dr. Erk, “Virüs dalga dalga yayılabilir. Başından itibaren çok fazla vaka görülen yerlerin, diğer kentlerle irtibatı kesilmeliydi” uyarısında bulundu.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.