clock December 24,2023
Büyük Abla ve biraderlerini  bekleyen kaçınılmaz son!

Büyük Abla ve biraderlerini bekleyen kaçınılmaz son!

Rakamlar ortada. CHP, kalesi olarak tanımladığı Aydın’da 31 Mart yarışına 276 bin 304 oy ve yüzde 35.97’lik oy oranı ile ikinci sırada başlıyor. Buna karşılık ilk sıraya yerleşen Cumhur İttifakı’nın seçim arifesinde 299 bin 56, oy oranı ise 38.

Bu tablonun dayanağı 14 Mayıs 2023 milletvekili sonuçları. Bir de geride kalan 8 ayda yaşanmış ve sandığa damga vurması kaçınılmaz gelişmeler var. Mesela, Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay’ın CHP’den istifası. Atay’ın ifadesiyle, istifa edilen müessese CHP değil, Özlem Çerçioğlu Partisi. Fatih Atay CHP’de 3 dönem milletvekilliği,1 dönem belediye başkanlığı yapmış bir hukukçu. Hem örgütte, hem seçmen nezdinde karşılığı olan bir isim anlayacağınız. O Atay şimdi İyi Parti’nin Efeler adayı. Sanıyor musunuz ki, bugüne kadar kendisine oy veren CHP’li seçmenlerden destek görmeyecek? Düşünsenize bu adam istifa ederken çıktı, Özlem Çerçioğlu ile ilgili akıl almaz yolsuzluk iddialarında bulundu. Aylar geçti Çerçioğlu cephesinde hala tık yok. Bu tablo ne demek söyleyeyim: En iyimser koşullarda CHP’nin Efeler oylarında 20 binlik erime demek.

KUŞADASI NE OLACAK?

Daha bitmedi. Bir de Kuşadası var. 2019 seçimlerinde, 2014’e göre CHP oylarında neredeyse 17’lik bir düşüşe neden olan Ömer Günel’in sokağın tepkilerine rağmen yeniden CHP adayı yapılmasının bir diyeti var. Kaçınılmazdır ki, bunu hem kendisi, hem de sırtını dayadığı Özlem Çerçioğlu ödeyecek. Kuşadası oyları nereye gider şimdiden kestirmek güç. Ama CHP’ye gitmeyeceği bir gerçek.

2019 seçimlerinde bunun bir benzeri yaşandı. Özlem Çerçioğlu, halkın tepkisine rağmen Bozdoğan’da Tümer Apaydın, Koçarlı’da Mutlu Öztürk’ün aday yapılması için elinden geleni ardına koymadı. Sonuç! Bu 2 ilçede de hem ilçe belediyelerini, hem de Büyükşehir oylarındaki çoğunluğunu kaybetti. Yani, Özlem Hanım’ın neyi ve kimi istediği önemli değil. Halk sandığa gittiğinde kendi tercihini kendisi yapıyor.

ÖRNEKLERİ YAŞANDI

Demem o ki, geçen dönem Bozdoğan ve Koçarlı’nın önüne konulan dayatma, bu kez Kuşadası ve Söke için gündeme geldi. Üstelik Ömer Günel ve Mustafa İberya Arıkan’ın arkasında bu kez 5 yıl öncesine göre daha fazla yıpranmış, adı yolsuzluk iddiaları ile anılan, Ağır Ceza Mahkemeleri’nde sanık olarak boy göstermeye başlamış bir Çerçioğlu var. Daha kendisini bile kurtaramamış bu ismin, halk vicdanında “ayıplı” olarak yer edinmiş adaylara seçim kazandıracağına inanmak mümkün mü?

Sözün özü; Siyasette 24 saat bile çok uzun bir süre. Ama, rakamlara ve sokağın sesine bakarsanız, Büyük Abla ve biraderlerinin 31 Mart’ta emekli edilmeleri kaçınılmaz… (İ.A.)

Yanıt Bırak

Yanıtı İptal Et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.

Bizi Takip Edin

Anket

vote-image

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?

17%
83%

Önemli Kategoriler

Son Yorumlar

  • user tarafından Sabiha

    Muhteşem yorummmm

    quoto
  • user tarafından Kuşadalı vatandaş

    by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????

    quoto
  • user tarafından Bahattin Karakaya

    Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.

    quoto