Kuşadası Belediyesi’nin şaibeli olduğu iddia edilen 750 bin tonluk ihalesinde alınacağı açıklanan mıcırın nerede kullanılacağına en tecrübeli mühendisler bile yanıt bulamadı…
Kuşadası Belediyesi’nin yüklenici firmaya yer tesliminin üzerinden 2 ay geçmesine rağmen çivi bile çakmadığı mıcır ihalesi ile ilgili kuşkular her geçen gün artıyor. İhaleyi üstlenen ZTB İnşaat’a gecikme yüzünden ceza verilip verilmediği dahil iddialara cevap veremeyen Kuşadası Belediyesi’nin 750 bin ton mıcırı nerede kullanacağı konusu da aydınlığa kavuşmadı.
Şartname gereği Belediyeye ait Güzelçamlı Karadere Mevkii’ndeki taş ocağında üretilmesi gereken 750 bin ton mıcır ihalesi ile ilgili iddialar pek çok kurumun ve sektörle ilgili uzmanların da dikkatini çekti. AK Parti Kuşadası İlçe Teşkilatı ile DEVA Partisi bu konuda Kuşadası Belediyesi’ne açıklama yapması konusunda çağrı yaptı.
Şaibe iddialarıyla gündemdeki sıcaklığını koruyan ihalede cevap bekleyen sorulardan birisi olan, “Bir ilçe belediyesi 750 bin ton mıcırı nerede kullanacak?” sorusu, konusunda uzman inşaat mühendislerinin de radarına takıldı. Büyükşehir Yasası ile ilçelerde alt yapı ve ana yolların Büyükşehir Belediyeleri’nin sorumluluğunda olduğuna dikkat çeken inşaat mühendisleri, muhtemel kullanım alanı konusunda fikir yürütmenin mümkün olmadığına işaret ettiler.
32 yıl Karayolları’nda çalıştıktan sonra 1 Ocak 2021 yılında kurumdan emekli olan inşaat mühendisi Kahraman Durakoğlu, bu miktar mıcırın yol yapımında kullanılması durumunda ortaya ciddi bir alanın çıkacağına dikkat çekti. Belediye standartları üzerinden bir hesaplama yapan Durakoğlu, 750 bin ton mıcır ile yaklaşık 5 milyon metrekare civarında asfalt yol yapılabileceğini belirterek, “Belediyelerin sorumluluk alanlarında kalan bölgelerde yolların genişlikleri, konumlara göre değişiklik gösterse de, ortalaması 9 metre civarında. Bu da basit bir hesapla, 750 bin ton mıcır kullanarak 550 kilometre uzunluğunda bir yol anlamına gelir” diye konuştu. Durakoğlu’nun hesabına göre, Kuşadası Belediyesi bu ölçüde mıcır alımı ile Kuşadası-İstanbul arasındaki mesafe kadar yol yapma imkanına kavuşmuş oldu.
Şehir içi geçişlerinde ve şehirlerarası yolların sorumluluğunun Karayolları Genel Müdürlüğü uhdesinde bulunduğunu hatırlatan tecrübeli inşaat mühendisi Kahraman Durakoğlu, “Hangi kurumun hangi yollardan sorumlu olduğu yasalarla çizilmiş durumda. İlçelerde de ana yollar Büyükşehir Belediyeleri’nin sorumluluk kapsamına giriyor. İlçe Belediyeleri sadece tali yollardan sorumlu. Dolayısıyla bu kadar yüksek tonajlı bir mıcır sadece yol yapımında kullanılacaksa ortaya çılgın boyutlar çıkabilir” dedi.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.