Kuşadası Belediyesi’nde Ömer Günel döneminde başlayan hanedan kadrolaşması dehşet verici boyutlara ulaştı. Belediye ve bağlı şirketlerin kadroları tıka basa Ömer Günel ve yandaşlarının yakınları ile dolduruldu.
Belediyeyi arpalık haline getiren kadrolaşma zihniyetinin önünü bizzat Başkan Günel attı. Göreve gelir gelmez sır ortağı Atıl Ulaş Bengi’yi belediyede işe başlatan Günel, ardından avukatlık ofisindeki asistanı Şebnem Şenol’u kadroya dahil etti. Günel’in şoförü Muharrem Ayadenk’in bir kızı Güvercinmasa’da işbaşı yaparken, diğer kızı da Arya’da maaşa bağlandı. Günel’in bu hamlesi bazı başkan yardımcıları ile müdürlerin yakınlarına da yol açtı. Başkan Yardımcısı Yusuf Atak’ın kızı Candan Atak sözleşmeli psikolog olarak Sosyal Hizmetler Müdürlüğü kadrosuna alındı. Destek Hizmetleri Müdürü Ethem Kerim’in kızı Aybüke Kerim veteriner, Yazı İşleri Müdürü Vildan Akol’un kızı Melisa Akol da diyetisyen olarak belediyede işbaşı yapan torpilliler listesine dahil oldu. Eşi Onur Demirpolat’ın Emlak Servisi’nde çalıştığı Muhasebe Müdürü Gülşen Demirpolat ile Emlak Servisi çalışanlarından Aylin Özturan ile evli olan Yapı Kontrol Müdürü Yiğit Emre Özturan da aile boyu Kuşadası Belediyesi çalışanı olan yöneticiler arasında yer adı. Temizlik İşleri Müdürü Sarıgöl ise süpürgeci ünvanı ile kadrosuna dahil ettirdiği yakın arkadaşı Ayşe Yavanırmak’a ofis görevi verdi.
Kuşadası Belediyesi’nde gelenek haline dönüşen kadrolaşma biçiminden bazı CHP’li yöneticiler de nasibini aldı. Bu konuda öncülüğü eski Gençlik Kolları yöneticisi Kemal Güneri yaptı. 2019’da Güvercinmasa’da işe başlayan Güneri’nin estetisyen eşi Merve Sinem Türk, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü kadrosuna dahil alındı. Ancak bankamatik çalışan olduğu ortaya çıkınca iş akdi fesh edildi. Sosyal Medya ekibinden İlçe Başkanı Mehmet Gürbilek’in yeğeni Yağmur Tanrıöğer, ARYA çalışanı Serhan Cellat’ın kızkardeşi Neriman Cellat da CHP kontenjanından belediyeye giriş yaptılar. CHP kontenjanından ARYA’da yönetim kurulu üyeliğine getirilen eski ilçe yöneticisi Çağlayan Erdem ile Güvercinmasa’da görevli eşi ile Spor Müdürlüğü kadrosundaki kardeşi, aile boyu belediyeciler olarak dikkat çektiler.
Personel A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Soner Kaplan baldızının kızı Buse İncedoğan’ın İşletme ve İştirakler Müdürlüğü’nde, eşinin kardeşini Yapı Kontrol’de, Personel A.Ş. yöneticilerinden Figen Coşar kızı Ecehan Dolgun’a, Muzaffer Demir Zabıta personeli oğlu Zafer Demir’e belediye kapısını açan isimler arasında yer aldı.
Bunların dışında kadrosu büyük ölçüde değişen ARYA’da çok sayıda bankamatik çalışan olduğu iddia edildi.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.