Benzerine ancak filmlerde rastlanacak dolandırıcılık oyunu, yeni ev sahibi olma hayaliyle eski evini sözde müteahhide veren talihsiz alıcının, dört gözle bitmesini beklediği evin başkasına satıldığını öğrenmesiyle ortaya çıktı.
Kuşadası’nda yaşayan K.P., 2017 yılında Kadınlar Denizi civarındaki bitmiş dairesi ile tüm birikimini vererek yatırım amacıyla 3 daire sahibi olma hayalinin, suya düştüğünü ancak 2020 yılında öğrendi. Geleceğini garanti altına almak amacıyla kendi dairesinin tapusunu teslim ettiği müteahhit M.Y.’nin kendisine vereceğini sözleşme ile taahhüt ettiği konutların peşine düşen K.P., gerçeği, söz konusu konutların başka şahıslara satıldığını öğrenince anladı. Bir taraftan dairelerini kurtarabilmek için bir taraftan M.Y’ye ile anlaşmaya çalışan K.P., bir yandan da aynı dönemde temelden konut sahibi olabilmek için aynı müteahhitlik firmasına giden diğer alıcılarla temasa geçti. Firmanın temelden satış sözleşmesi yaptığı daireleri, inşaat tamamlandığında başka alıcılara sattığını öğrendiğinde ise dolandırıldığını anladı. Soluğu Kuşadası Emniyet Müdürlüğü’nde alan K.P., dolandırıcılık olayının ortaya çıkartılması ve sorumluların bulunarak cezalandırılması için resmi başvuruda bulundu.
Emniyet Müdürlüğü’ndeki olayı tüm detayları ile anlatan K.P.’nin ifadesi, Kuşadası’nda organize bir dolandırıcılık girişimi yaşandığı izlenimi yarattı. K.P., Kuşadası Emniyet Müdürlüğü tarafından soruşturulmasına başlanan akıl almaz olayı şöyle anlattı:
“2017 yılında komşum E.D. tarafından M.Y.D. şirketinde çalıştığını söyleyen A.S.T. isimli şahıs ile tanıştırıldım. Bana Hacı Feyzullah Mahallesi tapusuna kayıtlı arsada başlayacak projeden söz ettiler. A.S.T.’nin çalıştığını söylediği şirkette buraya yatırım yapmaya ikna oldum. Bunun üzerine firma sahibi M.Y. ile oturup sözleşme imzaladık. O projeden 3 daire alabilmek için Kadınlar Denizi civarındaki dairemin tapusu ile tüm nakit birikimini kendilerine vererek sözleşme imzaladık. Ancak inşaat bittikten sonra bir türlü bana verileceği taahhüt edilen daireleri teslim alamadım. 2020 yılının aralık ayında tapudan araştırınca bu dairelerin başka şahıslara satıldığını öğrendim. Mağduriyetimin giderilmesi için hemen M.Y’ye gittim. Bana defalarca söz vermesine rağmen ne tapusunu verdiğim dairem ile paralarımı iade etti, ne de verdiği yeni sözleri yerine getirdi. Bu arada aynı projeden benimle birlikte temelden para ödeyen başka mağdurlar olduğunu öğrendim. Bu olaya aracılık eden eski komşum E.D. ile burada daire satan A.S.T ile M.Y.’nin cezalandırılmasını istiyorum.”
Bu arada K.P. tarafından şikayet edilen M.D.Y. isimli şirketle ilgili olarak Kuşadası Emniyet Müdürlüğü’ne Z.S, E.G., M.K. ve S.İ. isimler tarafından da şikayet dilekçesi verildiği öğrenildi. Polis, olayla ilgili geniş kapsamlı bir soruşturma başlattı.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.