Fransız nişanlısı ile evlenmek için Meksika'ya giden 31 yaşındaki Arzu Nena Butt, burada geçirdiği bir trafik kazası sonucunda yaşamını yitirdi. Genç kadının cenazesi annesinin uğraşlarının ardından memleketine getirilerek defnedildi.
Arzu Nena Butt'un vefatı ile sonuçlanan olaylar, genç kadının Fransız nişanlısı Swann Nagat ile evlenmek için Meksiya'ya gitmesi ile başladı. Evlilik hayali ile çıktıkları yolculuk, kiraladıkları araçla 21 Haziran’da Meksika'nın Villahermosa ve Ciudad del Carmen şehirleri arasındaki karayolunda geçirdikleri trafik kazası ile son buldu. Anne Fatma Yetik, acı haberi almasının ardından kızının cenazesini Türkiye'ye getirtmek için Dışişleri Bakanlığı ile iletişime geçti. Ancak anne Fatma Yetik'e, Meksika yasalarına göre, iki gün devlet morgunda bekletildikten sonra özel bir şirkete teslim edilen cenazenin Türkiye'ye transferi için bir ödeme yapması gerektiği söylendi.
MEMLEKETİNDE TOPRAĞA VERİLDİ
Kızının cenazesini Türkiye'ye getirmek için pek çok girişimde bulunan anne Fatma Yetik, sorunu kısa süre içerisinde çözüme kavuşturdu. Meksika Konsolosluğu aracılığıyla, anne Fatma Yetik adına cenaze firmasına ödeme yapılmasının ardından Arzu Nena Butt'un cenazesi aktarmalı olarak İzmir’e getirildi. Kuşadası Belediyesi tarafından Kuşadası'na transferi sağlanan genç kadının cenazesi, gözyaşları arasında Kuşadası'nda toprağa verildi. Hanım Camii'nde ikindi namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından Yeni Asri Mezarlığa defnedilen Arzu Nena Butt'un vefatı ailesini ve yakınlarını büyük üzüntüye boğdu.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.