Kuşadası Belediyesi’ne ait Güzelçamlı Karadere Mevkii’ndeki Taş Ocağı’nda ekim-aralık arası çekilen fotoğraflarda, ZTB’nin 15 Eylül’de 21/B kapsamında yapılan ihale kapsamında çalışması gereken mobil konkasörlerin izine rastlanmadı.
Kuşadası gündemine ilk olarak 15 Eylül’deki 21/B kapsamındaki “mobil konkasör kiralama ihalesi” ile gelen Mardinli Bağı Ailesi'ne ait ZTB Limited Şirketi'nin bu hizmeti için de kuşkular oluştu. Mıcır üretmek amacıyla kullanılan iki cihazın çalışma alanı olarak gösterilen Güzelçamlı Karadere Mevkii’nde, kiralama süreci olan ekim-aralık aylarında çekilen fotoğraflarda mobil konkasörlerin varlığını gösteren hiçbir kanıt görülmedi. Aynı dönemlerde bölgede doğa yürüyüşüne katılan bazı jeologlar da, ocakta mıcır üretildiğine dair bir kanıtın olmadığını iddia ettiler.
İhale döneminde 21/B kapsamında yapıldığı için eleştirilen, arkasından da 1 milyon liralık maliyetin 6 milyona dayandığı gerekçesiyle hedef tahtası olan mobil konkasör kiralama ihalesi, ZTB’nin 750 bin tonluk ihalesi sonrasında yeniden gündeme geldi. Hizmetin alınması gereken ekim-aralık 2020 döneminde, Kuşadası Belediyesi’nin aynı bölgede moloz döküm sahası yapmak amacıyla yaptığı imar değişikliği yüzünden çevreci eylemlere sahne olan Taş Ocağı fotoğraflarında tek bir kare bile mobil konkasöre rastlanmadı.
Taş Ocağı’nın bulunduğu Karadere’de ikamet eden vatandaşlar da, aynı süreçte bölgede bir üretim faaliyetine tanık olmadıklarını iddia ettiler. Bölgede üretimi gösterecek bir stok görüntüsü ve nakil trafiğini doğrulayacak bir tanık bulunamayışı yüzünden görüş istediğimiz bazı jeologlar, çok basit bir bilimsel inceleme ile ocakta mıcır elde edilmeyeceğinin anlaşılacağını belirttiler. Bölgeyi yakından tanıyan jeologlar, sözü edilen taş ocağının bazalt kayalar üzerine oturduğunu ifade ederek, bu tür kayaların mobil konkasörlerle işlenmesinin çok zor olduğuna dikkat çekerek, “Buradan ancak şevlerin oluşumu sırasında ortaya çıkan kaba toprak elde edilebilir” diye konuştular. Nitekim ihale döneminde bölgede çekilen fotoğraflarda da bir iş makinasının şev oluşturma çalışması yaptığı görüntülenmişti.
ZTB’nin yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği konusunda kuşkular yaratan ihale, eylül ayında da sadece olağanüstü koşullarda uygulanması gereken 21/B kapsamında gerçekleştirildiği için eleştirilmişti. Aynı dönemde bu ihaleye bir başka eleştiri ise, kiralama bedelinin piyasa koşullarının en az 5 kat fazlası olduğu iddiasıyla yapılmıştı.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.