İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, Türkiye'de 30 binden fazla yurttaşın hayatını kaybetmesine neden olan koronavirüs salgının İzmir'de de acil tedbir gerektirecek seviyeye ulaştığını söyledi.
Sağlık Bakanlığı'nın 20 Mart'ta açıkladığı her 100 bin nüfusa karşılık gelen toplam vaka sayısını gösteren verilerine göre İzmir'in yüzde 111.41'le kırmızı (Yüksek riskli) kategoride yer aldığını hatırlatan Çamlı, "İzmir'de geçtiğimiz hafta vaka sayısında yüzde 42'lik artış oldu. Son bir ayda ise yüzde 160 düzeyinde artış var. Bir ay önce ünlük ortalama 300 vaka varken şu anda bunun 700'lerin üzerinde olduğunu biliyoruz" dedi.
Pandemi servislerindeki doluluk oranının arttığını, yoğun bakımların da dolmak üzere olduğunu söyleyen Çamlı şöyle konuştu:
"İzmir'de yeni pandemi servisleri açma planları olduğu duyumlarını alıyoruz. Aynı şekilde yeni yoğun bakımların açılması için de hazırlıklar var. Yatan hastalarda ergen ve çocukların sayısının da yüksek olduğunu görüyoruz. Aşı olmasına rağmen covid geçirenler var. Ancak bunlar genelde hafif düzeyde sıkıntılar yaşıyor. En son açıklanan verilere göre Türkiye'de günlük 26 binden fazla vaka bildirildi. Bu rakamlar Avrupa'da yeni vaka sayısı açısından birinci, dünyada ise 4. sırada olduğumuzu gösteriyor. Meslek odaları, yüksek orta ve düşük riskte 300 kişiyi aşmayan ve kişi başı 8 metrekare şartı ile kongre yapabiliyor. Kırmızı yani çok yüksek riskli illerde on binlerin katıldığı toplantılara nasıl izin çıkıyor anlamak mümkün değil. Giderek artan, üçüncü pik seviyesine doğru bir seyir görüyoruz. Bu şartlarda acil olarak tedbir alınması gerekiyor. Bu durum İzmir için de aciliyet gerektiriyor."
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.