Rekolte düşüklüğünden endişe eden üreticiyi, dış pazarda oluşan tatmin edici fiyat sevindirdi.
Türkiye’nin en önemli şeftali üretim bölgelerinden biri olan Selçuk’ta sezonun ilk hasadı yapıldı. Erkenci ürünler, İlçe Tarım Müdürlüğü’nde görevli inspektörler tarafından gerekli izin ve belgelerini tamamladıktan TIR’lara yüklenerek Avrupa yolculuğuna çıktı.
Mevsim değişiklikleri yüzünden geçtiğimiz yıla göre daha düşük bir rekolteye ulaşılan Selçuk’ta, üreticinin yüzünü erkenci ürüne artan taleple birlikte dış pazarda yükselen fiyatlar güldürdü. Ziraat Odası Başkanı İbrahim Erdallı, fiyatlar sayesinde üreticinin zarar etmeyeceğini belirterek, bu durumdan memnuniyet duyduklarını belirtti.
Selçuk’ta 17 bin 500 dekarı kayıtlı olmak üzere 20 bin dekar civarında bir arazide şeftali üretimi yapıldığını anlatan Ziraat Odası Başkanı İbrahim Erdallı, geçen yıl 30 bin ton civarında bir üretim gerçekleştiğini ifade ederek, “Bunun yüzde 70’i ihraç edildi. Bu yıl da benzer bir tablo bekliyoruz. İlk gün için 2 TIR gönderildi. Bundan sonra her gün aralıksız sevkiyat sürer. Geçen yıl bin 200 TIR civarında bir ihracat yapılmıştı. Öyle tahmin ediyorum ki, bu yıl da ona yakın miktarda bir dış satım gerçekleşecektir” diye konuştu.
Türkiye’nin en önemli şeftali üretim bölgelerinden biri olan Selçuk’ta yaklaşık 600 bin civarında şeftali ağacı bulunduğunu anlatan Erdallı, hır yıl ortalama 350 bin yeni fidan dikimi yoluyla bahçelerin gençleştirilerek verimliliğin korunduğunu vurguladı.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.