clock December 24,2023
ODTÜ’nün deniz salyası raporu:  Risk Ege’ye akmaya başladı

ODTÜ’nün deniz salyası raporu: Risk Ege’ye akmaya başladı

Marmara Denizi'nde deniz salyası araştırmaları yapan ODTÜ'nün araştırma gemisi Bilim-2'nin ilk tespitleri açıklandı. 

1 aydır  Marmara Denizi genelinde çalışma yürüten bilim ekibinin son çalışmaları ve tespitleriyle ilgili Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Enstitü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Yücel bilgi verdi.

Bilim- 2 gemisinde bulunan ahtapot, çoklu karot örnekleyici cihazı ve derin suya özel geliştirilmiş sensörlü cihazlarla müsilajın derin sulara, 100 metre ve altına inip inmediğine bakıldı. Bilim ekibi müsilajın etkilerini inceledi.

Yürüttükleri çalışmalarının ardından tekrar karaya dönen ve yapılan ikmalin ardından yeniden sefere çıkarak araştırmalarını sürdüreceklerini söyleyen Doç. Dr. Mustafa Yücel, “En önemli bulgu,  müsilaj ilk 30 metreye sıkışmış durumda. Üremesinin, büyümesinin biraz durduğunu görüyoruz. En azından yüzeydeki o eski 2 hafta önceki etkisinin olmadığını görüyoruz. Zaten oluşmuş olan müsilaj yığınları ilk 30 metrede yığılmış durumda. Yaptığımız araştırmalar daha derin suya inmediğini gösteriyor ve derin deniz tabanına da müsilaj tabakanın çökmediğini son günlerde bulduk” diye konuştu. Doç. Yücel, ilk tespitlerini şöyle özetledi:

* Derin suya çökmesi şöyle kötü olurdu. Müsilaj organik bir oluşum ve üremesini durdurduğunda oksijen bedeli karşılığında yani o sistemden oksijen tüketecek. Bunun dibe çökmeyişi, ilk 30 metrede kalması Marmara için olumlu bir haber.

* Marmara iki tabaklı bir deniz. 25-30 metresi Karadeniz orijinli bir su, Ege’ye doğru akıyor. Alttaki su ise daha eski statik bir sur karışmıyor.

* Şuan zaten uydu verilerinden de gördüğümüz, Çanakkale Boğazı’ndan Ege’ye doğru bu müsilaj tabakalarının önemli bölümünün çıktığı yönünde. Tabi bu Ege Denizi için bir risk ama Marmara için bu nispeten olumlu bir gelişme.

“İlk 30 metrede kaldıkça Marmara’dan çıkış yapma olasılığı var” diyebildiklerini söyleyen Yücel, “Diğer bir olasılıkta bu bozulacaksa, oksijen faturası bize kesilecekse yüzeyde kesmesi ekosistem açısından daha avantajlı. Çünkü atmosfere daha yakın yüzey. Kış mevsimi geldiğinde karışım başladığında tekrar oraya oksijen girdileri olur ama derin suya olmaz. Tabi ki oksijen faturası kesecek bunu yüzeyde kesse daha iyi diye düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

Yanıt Bırak

Yanıtı İptal Et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.

Bizi Takip Edin

Anket

vote-image

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?

17%
83%

Önemli Kategoriler

Son Yorumlar

  • user tarafından Sabiha

    Muhteşem yorummmm

    quoto
  • user tarafından Kuşadalı vatandaş

    by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????

    quoto
  • user tarafından Bahattin Karakaya

    Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.

    quoto