clock December 24,2023
Kuşadası’nın geçmişi siliniyor

Kuşadası’nın geçmişi siliniyor

Düzenleme gerekçesiyle önce, Kale kapısı önünde bulunan Osmanlı’dan kalan tarihi eşik söküldü, ardından yerine demir mazgal konuldu. Ardından da Kasım Yaman Parkı’nda 1930 yılında dikilen çınar köklendi

 

 

Kuşadası Belediyesi’nin kent düzenlemeleri adı altındaki çalışmaları sırasında tarihi ve kültürel miras üzerinde yarattığı tahribat her geçen gün artıyor. Kuşadası Tarih Araştırmaları Merkezi’nin bu konudaki araştırmaları sırasında yol yenileme çalışmaları yapılırken Kale Kapısı içindeki Osmanlı mirası olan tarihi eşiğin yerinden kaldırıldığı ortaya çıktı. Merkezin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Kasım Yaman Parkı’ndaki çalışmalar sırasında yerinden köklenen çınar ağacının da 88 yıl önce dikildiği ifade edildi.

Kuşadası Tarih Araştırmaları Merkezi’nin belediyenin son günlerde tepki gören düzenlemeleri ile ilgili paylaşımında Tarihi Kale Kapısı’nın mitolojik ve tarihi geçmişi anlatıldı. Kale Kapısı’ndaki eşiğin Osmanlı döneminde kapıyı tutma görevi gördüğü belirtilen yazıda, düzenleme sonrasındaki durum, ““Kale Kapısı’nın eşiğindeki taşa basarsan bir daha Ada’dan ayrılamazsın…”

Kahramanlar- Sağlık-Yıldırım caddeleri ve Barbaros Hayrettin Bulvarı’nın birbirine bağlayan Kale Kapısı kentin kalbindedir. Kale kapılarının kapandığı Osmanlı zamanında, buradaki kale kapısını tutan büyük bir eşik taşı var idi. Bu eşik taşının yakın zamana kadar orada olduğunu Kuşadalılar bilir. İşte, Kuşadası’na ilk kez gelip de “bu eşik taşına basanların Kuşadası’ndan ayrılamayacakları” söylencesi bu kentin güzel ritüellerinden birisidir.

Şimdi o eşik taşı orada yok. Onun yerine bir demir mazgal konulmuş ve çevresi betonlanmış.

Bir ritüeli yok eden belediyeye soruyorum.

Eşik taşı nerede?

Neden bir kentin belleğini böylesine tarumar ediyorsunuz?

Kente bu saygısızlık neden?” sözleri ile duyuruldu.

Kuşadası Belediyesi’nin kent tarihine saygı göstermeye davet edildiği paylaşımda, son günlerde “yeşil alan düzenlemesi yapılacak” gerekçesiyle doğa talanının yaşandığı, ağaçların köklendiği tarihi Kasım Yaman Parkı’na değinildi. İki düzenleme arasındaki benzerliğe dikkat çekilen açıklamanın parkla ilgili bölümünde de şu ifadeler kullanıldı:

“Aynı saygısızlığın Kasım Yaman Parkı’nın göbeğindeki çınar ağacının ortadan kaldırılması ile gerçekleştirildiğini söylemek gerekir. 1930’lu yıllarda dikilen ve önemli bölümü kurumuş olsa da 80 yılı aşkın yaşı ile birçok Kuşadalı tarafından bilinen bu ağacın yine kent belliğini yok eder biçimde ortadan kaldırılması kabul edilemez.

Kentin her taşında yüzyıllardır yaşanmışlıkların izi vardır. Bu izler bir kepçe darbesi ile yok edilmemelidir.

Kentin tarihine, tarihi mekan ve ritüellerine saygı gösterelim.”

 

 

Yanıt Bırak

Yanıtı İptal Et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.

Bizi Takip Edin

Anket

vote-image

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?

17%
83%

Önemli Kategoriler

Son Yorumlar

  • user tarafından Sabiha

    Muhteşem yorummmm

    quoto
  • user tarafından Kuşadalı vatandaş

    by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????

    quoto
  • user tarafından Bahattin Karakaya

    Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.

    quoto