İzmir’de 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremin ardından, Kuşadası Körfezi’ndeki deprem tehlikesini ortaya koymak ve fay hatlarını incelemek üzere 31 Mayıs 2021 tarihinde sefere çıkan TÜBİTAK MARMARA Araştırma Gemisi, ilk seferini bugün tamamlayarak İzmir Alsancak Limanı'na döndü. Gemiyi karşılayan TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal geminin çalışmaları hakkında bilgi vererek açıklamalarda bulundu.
Araştırma gemisinin Ege Denizi'ndeki çalışmalarının sadece Türkiye için değil dünya için de aydınlatıcı bilimsel veriler topladığının altını çizen TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, "Oldukça kıymetli ve ilk kez elde edilen veriler var" dedi. Mandal konuşmasında, " Karadaki fay hatlarına ilişkin bilgimiz var ancak sürecin başlangıcı olan yani Kuşadası Körfezi ile Sisam Adası'ndaki bölgedeki fayların incelenmesi gerekiyordu. Bununla ilgili olarak Marmara Araştırma Merkezi, İTÜ, Dokuz Eylül Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, ODTÜ ve AFAD ile birlikte deniz araştırmaları platformu oluşturuldu. Gemimiz iki hafta boyunca gerekli araştırmaları yaptı. Burada izlenen süreçte üç önemli veri hakkında çalışma yapıldı. Matematik analizler yapıldı. Akustik verilerle ölçüm yapılarak bölgenin haritasını çıkarmak için gerekli ön bilgilerin tümü elde edildi. Oldukça kıymetli ve ilk kez elde edilen veriler var. Bu hem ulusal hem uluslararası karasularımızda yapılan ilk çalışma idi. Bu bilgiler ile biz bu bölgeyi şuan çok yakından tanıyoruz. 2-3 aylık zaman diliminde hızlı bir haritalandırma çalışması yapılacak. Ardından ikinci sefere çıkılacak" diye konuştu.
BİNÜÇYÜZ KİLOMETRELİK ALANDA
Projenin yürütücüsü İTÜ Oşinografi ve Limnoloji UY-GAR Merkezi'nden Dr. Öğretim Üyesi Gülsen Uçarkuş, gemide yaptıkları çalışmalardan bahsederek, bin 300 kilometrelik akustik veri toplandığına dikkat çekti. Dr. Uçarkuş, "Yüksek teknolojili cihazlar ile çalışmalar yapıldı. Marmara Gemisi'nin marifetiyle bu proje tasarlandı. Depreme sebep olan fay bizim karasularımızdan geçmiyor, o kısım Yunan meslektaşlarımız tarafından çalışılıyor. Burada yapmaya çalıştığımız şey deniz tabanının bir haritasını ortaya çıkarabilmek.
Körfezin içine devam eden fayları görüntülemeye yönelik bir sistem kullandık ve 1.300 kilometrelik akustik veri topladık. Bu gerçekten 12 gün gibi kısa bir sürede, ekibin 24 saat vardiyalarla çalışmasıyla toplanmış özverili bir çalışma oldu. Bizim nihai amacımız ikinci ayakta tespit ettiğimiz aktif faylar aracılığıyla, geçmişte meydana gelmiş depremlerin katmanlarda oluşturdukları deformasyonları tespit edeceğiz" açıklamasında bulundu.
Araştırma gemisinde elde edilen sonuçlarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü'nde görevli Prof. Dr. Derman Dondurur ise, "Elde ettiğimiz bilimsel sonuçlar bizim için çok değerli. Farklı disiplin ve üniversitelerden genç araştırmacılar bir araya geldi. Bin 300 kilometre civarında sismik veri toplandı. Biz bu zamana kadar kendi karasularımızda yaptığımız çalışmalarda veriler toplamıştık ancak bizim karasularımızdan çıktığı zaman fayların hareket mekanizması değişiyor mu bununla ilgili verimiz yoktu. Bu çalışmada bunu da öğrendik. Güneye doğru gittikçe, uluslararası sulara yaklaştıkça bazı fayların deniz tabanındaki aktivitesinin çok daha yoğun olduğunu gördük" dedi.
SON BAHARDA YENİDEN SEFER VAR
31 Mayıs 2021 tarihinde, denize uzanan fayların özelliklerini incelemek ve yeni deprem tehditlerini ortaya koymak için denize açılan TÜBİTAK MARMARA Araştırma Gemisi ile projenin 1'inci ayağında şimdiye kadar ölçülen akustik verilerde, fayların deniz tabanını ve körfez içindeki çökelleri hangi özelliklerde kestiği görüntülendi. Araştırmacılar, 1'inci ayağın sonlanması ile toplanan verileri değerlendirerek 2021 yılının son aylarında düzenlenecek olan 2'nci seferin alt çalışmalarını hazırlayacaklar.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.