Uzun süreli benzer beslenme ve egzersiz rutini uygulanması ve vücudun bunlara alışması durumunda ağırlık kaybı durur ve kilo korunmaya başlar. Eğer birden çok düşük enerjili bir beslenme rutinine geçmediyseniz yani aşamalı olarak kalori azalttıysanız vücudun kilo korumaya geçmesi yaklaşık olarak 6 ayı bulur. Tabii ki bu süre herkes için farklıdır. Ancak bugün tam da bu noktada neler yapılabilir/ neleri yapmamalısınız, bunlardan bahsetmek istedim.
Beslenme rutininizi gözden geçirin!
Öğün saatleriniz hep benzer mi? Hedeflediğiniz kaloride besleniyor musunuz?
Egzersiz rutininizi gözden geçirin!
Egzersiz süresi, sıklığı ve türü hep benzer mi?
Hayat düzeninizi gözden geçirin!
Kaçta uyanıyorsunuz? Stres seviyeniz ne durumda? Sürekli uykusuzluk çekiyor musunuz?
Hedefinizi gözden geçirin!
Hedeflediğiniz vücut ağırlığı size uygun mu?
SAATLERDE DEĞİŞİKLİK YAPMAK
Eğer öğün saatleriniz, aldığınız kalori ve egzersiz rutininiz hep benzerse bunları bir miktar değiştirmek vücudunun tekrar tepki vermesine ve kilo kaybetmenize yardımcı olabilir. Örneğin 6 öğün besleniyorken bir süre 3 öğüne geçmek, kardiyo ağırlıklı çalışıyorken rutinine kuvvet antrenmanları eklemek veya kardiyo şiddetini/sıklığını değiştirmek.
Bazı durumlarda hedef kaloriyi yukarı çekmek de kilo kaybetmenize sebep olabilir ki 1-2 hafta kaloriyi biraz artırmak sıklıkla kullandığımız bir yöntem.
Stres ve uykusuzluk gibi faktörlerin de vücut ağırlığı üzerinde etkin olduğunu unutmamalısınız ve bunlar hayatınızı ciddi ölçüde etkiliyorsa kontrol altına almak için adım atmanız gerektiği aklınızda olsun. Sakin ve huzurlu olmak her şeyi etkilediği gibi bu süreci de etkiliyor.
Ve lütfen bu seçeneği ihmal etmeyin. Belki de vücudunuz bu kiloda kalmak istiyordur (evet vücut ağırlığı hormonlar ve biyokimyasal süreçlerle de kontrol altında tutuluyor) ve sizin olmak istediğiniz vücut ağırlığına ulaşmak size iyi gelmeyecektir. Eğer biz uzmanla çalışmıyorsanız lütfen bunu değerlendirmesi için bir uzmandan yardım alın.
Bedene ve metabolizmaya saygı baş tacımız olmalı!
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.