clock December 24,2023
Ekmek israfı tehlike sınırını geçti

Ekmek israfı tehlike sınırını geçti

EKMEK İSRAFINA DUR DEMELİYİZ.

 

Türkiye’de ekmek beslenmemizin çok önemli bir parçası. Onsuz doymuyor eve ekmek almadan gidersek fırça bile yiyoruz. Ancak ekmeği ne yazık ki israf ediyoruz. Ekmek israfına ilişkin istatistiksel sonuçlar verecek bir çalışma henüz yok. Bugüne kadar verilen rakamlar, daha çok tahminlere dayanmakta ve bazen çelişkiler göstermektedir.

İllaki rakamsal ifadelere gerek yok. Her gün gözlerimizle görüyor ve şahit oluyoruz. Çöpler ekmek ve yemek artıkları dolu. Hele hele Ramazan ayında her gün sıcak sıcak ve aç karına alındığı için fazla sayıda alınan pideler ertesi gün olmasa da öbür gün çöpe gidiyor. Her gün sıcak ekmek yemek istiyorsak ihtiyacımız kadar almamız lazım. Bir de evin her ferdinin ayrı ayrı ekmek alması gibi bir durum da söz konusu olabiliyor. Yazıktır günahtır. Buğday tarlaya ekilmesinden ve yetiştirilmesinden tutunda un olup fırında ekmeğe dönüşünceye kadar geçen sürede ne emekler harcandığını bilen bilir. Ama ne yazık ki bunu düşünmeyen insanlarımız da oldukça fazla. 

Ekmek israfı sadece büyük kentlerde değil tüm yurtta yapılıyor. Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre satın alınan her 10 ekmekten 1’i çöpe gidiyor. İsraf edilen ekmeğin ülke ekonomisine zarar verdiği kesindir. İsraf miktarını tam olarak tespit etmek zordur ama en fazla israfın yemekhanesi bulunan işyerleri, hastane, yatılı okul, öğrenci yurdu, otel, lokanta gibi toplu yemek tüketim yerlerinde olduğu kesindir.

Türk Standartları Enstitüsü tarafından yapılan “Türkiye’de ekmek sanayii, ekmek standardizasyonu ve ekmekçiliğin sorunları” konulu sempozyumda, ekmek israfının yüzde 70’ini toplu yemek tüketim yerlerindeki israfın oluşturduğu belirtilmiştir. Kuşadası’ndaki ekmek israfının da tahmin ediyorum yüzde 70’i turistik oteller ve lokantalarda oluyor. Ancak, bu israfta yerli turistlerin daha fazla kabahati var. Yerli turistler yiyebileceklerinden çok fazla ekmek alıyorlar. Sofrada artan ekmekler, doğruca çöpe gidiyor. Avrupalı turistler ise, kararınca ekmek alıyorlar.

Aynı zamanda evlerdeki ekmek israfının da gelir düzeyine göre değiştiği ifade ediliyor. Araştırmalar yüksek gelir gruplarının daha az ekmek tükettiğini ve daha fazla ekmek israf ettiğini, düşük gelir gruplarının ise daha fazla ekmek tüketirken ekmek israfının yok denecek kadar az olduğunu göstermektedir. Bu da ekmeğin ucuz bir gıda maddesi olmasından dolayı, yüksek gelir grubunda tasarrufa değer bulunmamasına bağlanıyor.

Ekmek israfını en aza indirebilmek için, uzmanlarca şunlar öneriliyor:

1. Üretimin talebe göre planlanması.

2. Raf ömrü uzun kaliteli ekmek üretimi.

3. Ekmeğin fırında veya satış yerinde uygun koşullarda muhafazası.

4. Ekmeğin pişirilmesi ile satışı arasındaki sürenin en aza indirilmesi.

5. Ekmeğin poşetlenmesi.

6. Küçük gramajlarda ekmek üretimi.

7. Toplu yemek tüketim yerlerinde ekmeğin dilimlenmiş olarak verilmesi.

8. Self servis tezgahlarında ekmeğin bas tarafta değil, yemeklerden sonra yer alması.

9. Toplu yemek tüketim yerlerinde, mönüye göre ekmek siparişi verilmesi; artan ekmeklerin daha sonraki günlerde kullanılmasını sağlayacak mönü düzenlemesi.

10. Satılamayan ekmeklerin fırınlar tarafından, galeta unu, kurutulmuş ekmek içi gibi başka gıda maddelerinin üretiminde kullanılması.

11. Orta derecede bayatlamış ekmeklerin düşük fiyattan satılması. (Amerika Birleşik Devletleri’nde, 48 saat içinde satılmayan ekmekler, “tasarruf dükkanları” olarak tanımlanan yerlerde daha düşük fiyattan satılmaktadır.)

12. Tüketicinin, soğumuş ekmeği bayatlamış saymaması.

13. Evlere ihtiyaçtan fazla ekmek alınmaması.

14. Evlerde ekmeğin oda sıcaklığında veya buzdolabında değil, derin dondurucuda saklanması.

15. Ev hanımlarının bayatlamış ekmeği değerlendirme konusunda bilgilendirilmesi ve teşvik edilmesi.

Bu bilincin oluşması ve ekmek israfının önüne geçilmesi gerektiğini tekrar ediyor, Saygılar sunuyorum..

Yanıt Bırak

Yanıtı İptal Et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.

Bizi Takip Edin

Anket

vote-image

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?

17%
83%

Önemli Kategoriler

Son Yorumlar

  • user tarafından Sabiha

    Muhteşem yorummmm

    quoto
  • user tarafından Kuşadalı vatandaş

    by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????

    quoto
  • user tarafından Bahattin Karakaya

    Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.

    quoto