Zayıflamak akla geldiği zaman pek çok besin de onunla birlikte akla geliyor. Ananas, avokado, Hindistan cevizi, enginar, kereviz, goji berry ve nicesi… Hepimiz bir mucize besin olsun ve bizi hemen zayıflatsın istiyoruz.
Ancak zayıflamak umut ettiğimiz gibi tek bir besine veya yönteme dayalı bir olgu değil. Biliyoruz ki her sene farklı bir besin veya çay piyasaya çıkıyor ve zayıflamaya yardımcı olacağı iddia ediliyor. ‘X kişi bu ürünü kullanarak 15 kg’ verdi denilerek bu besin veya çayların reklamı yapılıyor. Dahası piyasaya çıkan çaylarda sağlığa zararlı etken maddeler olabiliyor ve bizi sağlığımızdan da edebiliyor. Lütfen bu tip haberlere inanarak paranızı ve sağlığınızı çöpe atmayın.
Tek bir ürünle zayıflamak mümkün olsaydı obezite dünyada artan bir hastalık olmaya devam etmezdi. Maalesef bu tip reklamlarla insanların hem zamanı hem de parası boşa gidiyor. Vücut ağırlığınızı kontrol edebilmenin tek yolu sağlıklı beslenmeden geçiyor ve sağlıklı beslenmede her besine yer var.
Önemli olan yediğimiz şeylerin miktarına ve sıklığına dikkat etmek, yeterli vitamin ve mineralleri besinlerle sağladığımızdan emin olmak ve kendimizi açlığa mahkum etmemek. Doyarak zayıflamanın mümkün olduğu bilinseydi inanıyorum ki birçok insan diyet denildiğinde korkmaz ve aç kalacağını düşünmezdi. Bu tip ürünler de talep görmediği için her sene bir başkasının reklamını görmezdik.
Unutulmamalıdır ki, diyette mucizevi besin yoktur, sıklık ve miktar vardır. Lütfen tek bir besine umudumuzu bağlamayalım, sağlıklı beslenmeyi öğrenerek ömür boyu sağlığımızı korumaya odaklanalım
Özge Özbak kimdir?
1996 yılında Aydın’da doğdu ve ilköğretim ve lise eğitimimi Aydın’da tamamladı. 2014 yılında Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nü kazanarak Ankara’ya yerleşti. Üniversite eğitimi boyunca Hacettepe Üniversitesi Hastanelerinde zorunlu stajlarımı tamamladı. Uzman diyetisyenlerin yanında gönüllü stajlar yaptı. Çeşitli eğitim ve seminerlere katıdı. 2018 yılında Hacettepe Üniversite’sinden mezun oldu. 2 yıllık stajyerliğin ardından Ateş Diyet Sağlıklı Beslenme ve Eğitim Merkezi ve Anadolu Ateşi Dans Okulu’nda çalışmaya başladı. Bu kurumlarda danışanlara sağlıklı beslenme eğitimi verme, vücut ağırlığı denetimi sağlama ve hastalıklarda diyet tedavisi alanlarında hizmet verdi. Ayrıca stajyer eğitimlerinde görev aldı ve çeşitli seminerler hazırlayıp sundu. Şu an İzmir HealthCo’da diyetisyenlik yapıyor aynı zamanda online olarak da çalışıyor.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.