İzmit Körfezi’nin dibinde, dalgıç Levent Şişman tarafından görüntülenen deniz salyası, yengeçleri öldürdü. Çürümeye başlayan deniz salyası dehşete düşürürken ortaya ilginç görüntüler çıkardı.
Marmara Denizi’ni etkisi altına alan deniz salyası, denizin dibinde görüntülendi. Gölcük ilçesinde bulunan Halıdere'de dalış yapan Levent Şişman, müsilajın suyun altında beyazlaşarak, alt tabakada çürümeye başladığını fark etti.
İlk kez deniz salyasının siyahlaşmış halini gördüğünü söyleyen Şişman, “Bu bizim ilk kez gördüğümüz bir görüntü. Suyun altında beyazlaşıp, alt tabakada da siyahlaşmış yani çürümeye başlamış. Müsilaj ocak ayında ortaya çıktı. Bunlar aslında kademe kademe ilerliyor. Birinci kademede suyun altında bir kar bulutu gibi başlamıştı, daha sonra şubat ve mart aylarında tabaka tabaka sakız şeklinde bir kıvamda oldu. Daha sonra bu yoğunlaştı ve denizin üstüne çıkmaya başladı” dedi.
YENGEÇ ÖLÜMLERİ VE ÇÜRÜME BAŞLADI
Müsilajla ocak ayından bu yana mücadele edildiğine değinen Şişman, “Bu daha önceki yıllarda da oluyordu. Bu yoğunlukta değildi, ilk defa bu yoğunlukta oldu. Şimdi bu gördüğüm görüntü, deniz tabanındaki tahribat ilk kez karşıma çıkıyor. Evet bundan 1 ay öncesine kadar ölü canlılar, ölü balıklar oluyordu. Solungaçların içine giren müsilaj, hayvanın solumasına engel olarak öldürüyordu. Şimdi yengeç ölümleri ve çürüme var. ‘Metan gazı üretmeye de başlayabilir' konusu var. Bunlar araştırılacak” ifadelerini kullandı.
“CANLILARI BOĞMUŞ, RESMEN ÖLDÜRMÜŞ”
Levent Şişman, deniz tabanında beyazlaşma olduğuna dikkat çekerek, sözlerine şöyle devam etti:
* Beyazlaşma dikkatimi çekti. Topak topak deniz tabanını örtmüş, altında kalan canlıları da boğmuş, resmen öldürmüş. Bunun altında yengeç var, ekosistemdeki canlılar var, deniz otları, deniz çayırları, yosunlar var. Bunlar, balıkların yumurtalarını bıraktıkları yerler. Bunların ölümlerine sebep olmuş.
* Tabakayı kaldırdığımız zaman da siyahlaşmış var, çürüme söz konusu. Bunu gördüğümde şaşırdım. Sürekli dalış yapan bir derneğiz. Bunun ilerisinde daha kötü senaryolar var. Marmara Denizi bize ait bir deniz. Böyle ilerlerse bunu kullanamayacağız.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.