clock December 24,2023
CIA’nın Kuşadası operasyonunda işbirlikçileri organize eden o isim…

CIA’nın Kuşadası operasyonunda işbirlikçileri organize eden o isim…

Amerika’nın Gizli Servisi raporlarında, Sisam’ın tahliyesi amacıyla yapılan operasyonların Kuşadası ayağını Kuşçubaşı Eşref’in organize ettiği ve yerli işbirlikçilere önemli miktarlarda altın ödendiği yazıldı.

Amerikan Gizli Servisi CIA’nın atası olarak kabul edilen ve adı “OSS” olan Office of Strategic Services’in, Kuşadası Merkezli operasyonları ile ilgili raporlarından ilginç ayrıntılar ortaya çıktı. John Langdon Caskey tarafından günlük başlığı altında kaleme alınan raporda, ÖSS’nin Kuşadası’ndaki Kay West isimli üste, Sisam’ın tahliyesi konusunda faaliyete katılacak yerel işbirlikçilerinin organizasyonunun, Kuşçubaşı Eşref tarafından yapıldığı belirtildi. Raporda, o dönemde sürgünde olduğu ve operasyonu yürütmek için Sisam’a geldiği ifade edilen Kuşçubaşı Eşref’in belirlediği isimlere hizmetleri karşılığında önemli miktarlarda altın ödendiği anlatıldı.

CIA’nın resmi internet sitesinde yayınlanan ve bazı isimlerin üstünün kapatıldığı, bazı isimlerin ise de kodlarla anlatıldığı 2. Dünya Savaşı ait dönemle ilgili raporda Kuşçubaşı Eşref’le ilgili en dikkat çekici ayrıntı, belirtilen tarihlerin isimlerin Türk kaynakları tarafından hazırlanan bazı raporlar ve araştırmalarla örtüşmesi oldu. Bizzat  Kay West üssünün sorumlusu John Langdon Caskey emrinde ve büyük gizlilik içinde Sisam’ın tahliyesinde görev alan kayıkçıların Kuşçubaşı’nın Kuşadası’nda temas halinde olduğu Çerkez asıllı isimler tarafından üsse getirildiği anlatılan raporda, üsteki bu ekibin Sisam’la sürekli bağlantı içinde olduğu belirtildi.

KUŞÇUBAŞI EŞREF’İN KARANLIK HAYATINDAN KESİTLER

1921 yılında Yunan tarafına geçen Çerkez Ethem ve işbirlikçileri ile birlikte hareket ettiği gerekçesiyle sürgüne gönderilen 1883 İstanbul doğumlu Kuşçubaşı Eşref’ in 1950 yılında yurda dönüşüne değin nerede yaşadığı ve neler yaptığı bugüne değin karanlıkta kaldı.

Milli Emniyet raporlarına göre Kuşadası üzerinden Yunanistana ait Samos Adası’ na geçen Eşref, Atina’ da bir süre kaldıktan sonra Girit Adası’ nın Kandiye Şehrinde  1939 yılının son günlerine kadar mecburi ikamete tabi tutuldu.

Milli Emniyet raporlarında Eşref’in Atina’da bir çok firarinin toplantı yeri olarak bilinen İzmir mübadillerinden Stefo isimli bir Rum’un kahvesini yazışma yeri olarak kullandığı ve bir çok Türk ve Rum tarafından ziyaret edildiğinin altı çizildi.

Eşref sohbetlerinde Girit’te bulunduğu süre içerisinde Osmanlı’ dan kalan 800 ciltlik kadı defterlerini tercüme ettiğini, Fuat isimli bir Müslüman ve Mısır asıllı bir aile ile selamlaştığını, Galatasaray Lisesi mezunu Yorgi ve Karaburun Rumları’ndan İzmir İdadisi mezunu Niko Stavrinidis ile arkadaşlık yaptığını anlatmaktadır.

Eşref, II. Dünya Savaşı’ nın başlarında Girit’ ten ayrılarak Atina’ ya geldi ve daha önce tanışmış olduğu Alman casusu 1908 Selanik doğumlu kod adı Dr. Foerster olan Murad Ferid Bey ile çalışmaya başladı. Murat Ferid Bey’ in Amerikalılar tarafından angaje edilmesiyle saf değiştirdi ve Amerikan Ajanı John Langdon Caskey’in emrine girdi.

Caskey tarafından yönetilen İzmir Üssüne bağlı Kuşadası Arslan Burnu’ ndaki Key West Yunan Adası olan Samos’ a sadece birkaç mil uzaktaydı. Kapatıldığı 1944 yılına değin buradan Yunanistan’ a Yunanlı veya Yunan asıllı Amerikalı ajanlar sızdırıldı, gıda teminindeki güçlük nedeniyle özelllikle 1941 ve 1942 de binlerce Yunanlı ile Almanlar tarafından aranan direnişçiler Kuşadası kıyılarına geçirildi.

Bu operasyonun özellikle mülteci kısmında yer alan Eşref’ in Kuşadası’ndaki işbirlikçileri savaş sonrası zenginleri olarak hala hafızalarda yer almaktadır.

Daha sonra Kıbrıs üzerinden Yunan operasyonunu destekleyen bir diğer üssün bulunduğu İskenderiye’ye geçen Eşref Türkiye’ ye dönene kadar orada yaşadı.

1950’de Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle yurda dönen ve Söke’deki  “Moralı Çiftliği” ne çekilen Kuşçubaşı Eşref  (Sencer ) ; 1964 yılında ölene kadar Milli Emniyet’in takibi altında kalmıştır. Kabristanı Söke Granta Mezarlığındadır.

https://slkhaber.com/78-yillik-sir-aydinlaniyor/

https://slkhaber.com/cia-nin-gizli-kusadasi-gunlukleri/

Yanıt Bırak

Yanıtı İptal Et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.

Bizi Takip Edin

Anket

vote-image

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?

17%
83%

Önemli Kategoriler

Son Yorumlar

  • user tarafından Sabiha

    Muhteşem yorummmm

    quoto
  • user tarafından Kuşadalı vatandaş

    by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????

    quoto
  • user tarafından Bahattin Karakaya

    Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.

    quoto