Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun eşi Ercan Çerçioğlu ve ailesine ait JANTSA jant fabrikasında devam eden toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde işverenin son teklifi işçilerin talebinin altında kaldı.
Erhangülenç.com’da yayınlanan habere göre İşçiler, geçtiğimiz 8 Mayıs’ta çalışma koşullarının ağır, iş kazalarının sıkça meydana geldiği 1300 kişinin çalıştığı fabrikada insanca yaşayacak ücret ve iki yıllık sözleşme talebiyle grev kararı aldıklarını açıkladı. İşçiler adına masaya oturan Birleşik Metal-İş, grev kararını ve talepler yönünde bir adım atılmaması halinde 28 Mayıs’ta grevin başlayacağını duyurdu.
6 GÜNDÜR ANLAŞMA SAĞLANAMADI
Grev kararının açıklanmasının ardından geçen 6 günlük sürede de anlaşma sağlanamadı. Bunun üzerine Jantsa A.Ş, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) açıklama yaparak grev kararıyla ilgili ilgi verdi. Açıklamada, “Şirketimiz ile Birleşik Metal İş Sendikası arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam etmekte olup, yasal prosedür uyarınca, Birleşik Metal İş Sendikası tarafından 08 Mayıs 2025 tarihinde üretim tesislerimizde grev kararı alındığı ve anlaşma sağlanamadığı takdirde 28 Mayıs 2025 tarihinde grev yapılacağı kararı duyurulmuştur. Birleşik Metal İş Sendikası ile toplu iş sözleşmesi imzalanması amacıyla görüşmeler olağan seyrinde halen devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal Etİlgili Haberler
Popüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.