clock December 24,2023
Cennet vadide talana suçüstü

Cennet vadide talana suçüstü

Kuşadası’nın “Toskana Vadisi” olarak tanımlanan Değirmendere’de Milli Emlak’tan arazi kiralayan şahsın, fazladan arazi elde edebilmek için Kirazlı köylüleri tarafından dikilen fıstık çamlarının üzerine onlarca kamyon moloz döktüğü, makilik alanları da yok ettiği belirlendi…

Kuşadası’nda bazı köy muhtarları ve çevre kuruluşlarının temsilcilerinin Kirazlı sınırlarında açılmak istenen jeotermal kuyular için belirlenen alanlarda yaptıkları inceleme, yeni bir doğa talanını ortaya çıkardı. Değirmendere Vadisi’nin güneyinde Kirazlı arazileri içinde bulunan Çataltaş mevkiinde 1. Derece arkeolojik sit alanına 50 metre mesafedeki Akdeniz Bitki Örtüsü’nün en güzel örneklerinin görüldüğü ve yaban yaşamının devam ettiği alanda, bir vatandaş tarafından işçiler tutularak tüm makilik alanların motorlu testerelerle tamamen kesildiği tespit edildi. Aynı şahsın yolun alt bölümündeki arazinin doğal peyzajı bozularak ve 15 yıl önce Kirazlı köylüleri tarafından dikilen fıstık çamlarının üzerine onlarca kamyon dolgu yapılarak arazi kazanılmaya çalışıldığı görüldü.

Hem bitki örtüsünü tahrip eden hem de dolgu yaparak doğal peyzajın bozulmasına neden olan şahsın muhtarlığa, her iki alanı Milli Emlak Müdürlüğü’nden ecrimisil ödeyerek aldığını, istediğini yapabileceğini ve bu iki alanın artık kendisine ait olduğu şeklinde görüş belirttiği ifade edildi.

İnceleme gezisine katılan Eko Sistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, tanık oldukları görüntü ile ilgili bir açıklama yaptı. Sürücü, açıklamasında Değirmendere Vadisi’nin Kuşadası için önemine dikkat çekerek, şu bilgileri paylaştı:

“Değirmendere Vadisi Kuşadası’nın hemen yanı başında olup, hem doğal ve kültürel alanlar hem de tarımsal araziler açısından çok önemli ekolojik bir bölgededir.

Değirmendere Vadisi’nde yaşanan bazı olumsuz nedenlerden dolayı Kirazlı Muhtarı Mehmet Mersin, Yaylaköy Muhtarı Erhan Yıkılmaz, Soğucak Muhtarı Mehmet Bozok, Kirazlı Sulama Kooperatifi, Küplüce Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve Yaylaköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi üyeleri, Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği başkanı Nihat Fırat ve EKODOSD derneği başkanı Bahattin Sürücü ve üyeleri bir inceleme gezisi yaptık.

Vadinin güneyinde Kirazlı arazileri içinde bulunan Çataltaş mevkiinde 1. Derece arkeolojik sit alanına 50 metre mesafedeki Akdeniz Bitki Örtüsü’nün en güzel örneklerinin görüldüğü ve yaban yaşamının devam ettiği alanda, bir vatandaş tarafından işçiler tutularak tüm makilik alanların motorlu testerelerle tamamen kesildiği tespit edilmiştir. Aynı vatandaş tarafından yolun alt bölümündeki arazinin doğal peyzajı bozularak ve 15 yıl önce Kirazlı köylüleri tarafından dikilen fıstık çamlarının üzerine onlarca kamyon dolgu yapılarak arazi kazanılmaya çalışıldığı görülmüştür.

Hem bitki örtüsünü tahrip eden hem de dolgu yaparak doğal peyzajın bozulmasına neden olan şahsın muhtarlığa verdiği bilgiye göre; her iki alanı Milli Emlak Müdürlüğü’nden ecrimisil ödeyerek aldığını, istediğini yapabileceğini ve bu iki alanın artık kendisine ait olduğu şeklinde olmuştur.

Bahse konu olan alanlar Kuşadası Körfezini en iyi gören ve panoramik deniz manzarasına sahip bir noktada olup, 1. Derece arkeolojik sit alanının yanındadır. Asırlardır günümüze kadar gelmiş makilikler niçin kesilmiştir? Kirazlı köylülerinin büyük emeklerle dikmiş olduğu fıstık çamlarının üzerine niçin dolgu yapılmaya devam etmektedir?”

 

JEOTERMAL SONDAJ ALANLARI

 

 

Aynı gezide, jeotermal sondaj yapabilmek için ÇED Gerekli değildir raporu almaya çalışan bir firma tarafından hedef seçilen alanlarda da incelemeler yaptıklarını anlatan EKODOSD Başkanı, bu konudaki değerlendirmesini de şöyle ifade etti:

“Değirmendere Vadisi’nin tam ortasında Kuşadası’nın kısıtlı kalmış verimli tarımsal arazilerinin bulunduğu alanda bir firma tarafından, sera amaçlı jeotermal sondaj kuyusunun açılması faaliyetinin yapılması düşünülen 4 alanda inceleme yapıldı.

Açılması düşünülen kuyulardan birinin arkeolojik sit kapsamında bulunan tarihi Saz Değirmeni’nin içinde, iki adedinin 1. Derece arkeolojik sit alanına 50 metre mesafede, bir adedinin ise dere yatağının yanındaki bir tarlada olduğu görülmüştür.

Değirmendere Vadisi’nde geçmiş dönemlerde 30 yakın değirmenden ayakta kalan Saz Değirmen’inde de incelemeler yapıldı. Birçok malzemesi halen sağlam olan değirmenin restoresinin yapılarak işlevsel hale getirilmesi ve turizme kazandırılması için Kuşadası Belediyesi’ne müracaat edilmesine karar verildi.

İncelemelere katılan tüm muhtarlar, kooperatifler ve dernekler; Değirmendere Vadisi’nin doğasıyla, tarihiyle, tarımıyla bütüncül olarak korunması, bu vadinin etkisi altında olan tüm alanlarda jeotermal, taş ocakları, makilik açmalar, ağaçların kesilmesini kesinlikle izin verilmemesi yönünde görüş bildirmiştir.

Jeotermal açılması düşünülen arazilerin sahipleriyle yapılan görüşmelerde, çiftçilerin hepsinin bu bölgede kesinlikle jeotermal açılmasını istemediklerini ve arazilerini satmayacaklarını belirtmişlerdir.

Pandemi döneminde tarımın ne kadar önemli olduğu vurgulanmıştır. Bu bölgede yöre insanlarının istemediği faaliyetler yerine, tarıma özel ilgi gösterilerek iyi tarım uygulamaları ve organik tarımın desteklenmesi ve koruma-kullanma dengesi gözetilerek yerel insanların ekonomisine güç katacak ekoturizm faaliyetlerinin geliştirilmesi istenmektedir.

Değirmendere Vadisi; anıt statüsünde bulunan ağaçları, endemik bitki türleri, Toskana’ya benzetilen doğal peyzajı, binlerce yıllık antik su kanalları, arkeolojik alanları ve Kuşadası Belediyesi’nin doğa ve kültür rotaları projesinin etaplarını içeren bir ekoturizm destinasyonudur.

Değirmendere Vadisi’nin bütüncül olarak korunması için, muhtarların, kooperatiflerin ve sivil toplum örgütlerinin gösterdiği duyarlılığın, ilgili kurumlar tarafından da gösterilerek, ekolojik açıdan çok hassas olan bu bölgeye özel önem verilmesini ve gelecek kuşaklara korunarak aktarılmasını diliyoruz.”

 

Yanıt Bırak

Yanıtı İptal Et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak.

Bizi Takip Edin

Anket

vote-image

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?

17%
83%

Önemli Kategoriler

Son Yorumlar

  • user tarafından Sabiha

    Muhteşem yorummmm

    quoto
  • user tarafından Kuşadalı vatandaş

    by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????

    quoto
  • user tarafından Bahattin Karakaya

    Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.

    quoto