Şirince’de koruma altındaki tarihi yapının kiracısı, gölgelik diye yaptırdığı sundurmaları etrafını da kapatarak resmen mekana dönüştürdü…
Yapımı Sultan Abdülhamit dönemine uzanan, 1996 yılından bu yana da restoran olarak işletilen Şirince’deki tarihi Taş Mektep’te, mülkiyetinin Selçuk Belediyesi’ne geçmesinden sonra başlayan yapılaşma şaşkınlık yarattı. 25 yıldan bu yana binanın kiracısı olan işletmeci grup, çivi çakmanın bile yasak olduğu tescilli tarihi yapının bahçesinde 2014 sonrasında yaptırdığı gölgelikleri son 2 yıl içinde tamamen kapatarak aynı mülkün içinde bir mekan daha elde etti.
Kentsel sit alanı olarak ilan edilen ve Koruma altına alınan Şirince’de’deki 1906 yılı yapımı tarihi Taş Mektep, Bütünşehir Yasası’nın girdiği tarihe kadar İzmir İl Özel İdaresi mülkiyetinde kaldı. Koruma altındaki yapı 1996 yılında restoran olarak işletilmek amacıyla Selçuk Merkezli Sengel Grup’a kiralandı. Ancak Bütünşehir Yasası’nın yürürlüğe girmesi sonrasında valilikler ile belediyeler arasında imzalanan protokol gereği tarihi yapı Selçuk Belediyesi’nin mülkiyetine geçti.
Bu devir sonrasında Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in eşi Gökhan Sengel’in de ortak olduğu Sengel Grup, Selçuk Belediyesi’nin kiracısı oldu.
Eski adıyla Taş Mektep, ticari olarak da Artemis Restoran olarak bilinen adreste ilk eklentiler de Filiz Ceritoğlu Sengel’in Belediye Meclis üyesi olarak görev yaptığı 2014-2019 yılları arasında belirgin bir şekilde ortaya çıkmaya başladı. 5 yıllık süreçte portatif şemsiyeler kaldırılarak ahşap sundurmalar yapıldı. Aynı dönemde bu gölgeliklerden bazılarında hediyelik eşya gibi farklı ürünlerin satışı başladı.
Kiracı Sengel Grup, ortaklardan Gökhan Sengel’in eşi Fiiz Ceritoğlu Sengel’in Belediye Başkanlığına seçildiği tarihe denk gelen 2019 yılından itibaren bahçede inşa edilen sundurmaları büyütüp güçlendirerek etrafını kapattı. Bu çalışmalar tamamlandığında ise ortaya tarihi binanın içinde bir gecekonduyu andıran yeni bir mekan daha çıktı.
Yasalara göre çivi çakmanın bile izne tabi olduğu bir alanda sessizce inşa edilen sundurmalar için mevzuat kiracılara bu hakkı tanımadığı için imar barışı başvurusu da yapılamadı. Koruma mevzuatı gereği mülk sahibi Selçuk Belediyesi’nin bile izin almak için girişimde bulunamadığı sundurmalardan yeni dükkan elde edilmesi çevrede tepkiye neden oldu.
Şirince’de pek çok kişi tapulu mülklerindeki eklentiler yüzünden Ağır Ceza Mahkemeleri’nde yargılanırken, Selçuk Belediyesi’nin kiracısı tarafından yapılan kaçak inşaat konusundaki girişimleri merak yarattı.
TAŞ MEKTEP’İN TARİHİ
Taş Mektep, 1906 yılında, Çirkinceli Rumların katkısıyla, İzmir eğitim şirketi “Homer” tarafından kuruldu. Okul binası boyutları nedeniyle “Büyük Okul” olarak adlandırıldı. 1921-1922 eğitim- öğretim yılına kadar Rum okulu olarak hizmet veren binada, yıllara göre 250 ile 370 kadar öğrenci eğitime devam etti.
Okulda; Yunan Dili, Tarih, Matematik, Coğrafya, Beden Eğitimi, Müzik, Din derslerinin yanı sıra 3. sınıftan itibaren Fransızca dersleri de verilmekteydi. Mübadeleden bir süre sonra Türk çocuklarına hizmet vermeye başlayan okul, eğitim-öğretim faaliyetlerini 1990’lı yılların başına kadar sürdürmüştür. Tarihi bina, 1996 yılından itibaren de Şirince-Artemis Restaurant adıyla hizmet vermeye başladı.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.