Kuşadası Belediye Meclisinin önceki dönem üyesi Murat Yakar, meclisin aldığı son kararla ilçede betonlaşmanın önünün nasıl açıldığını gözler önüne serdi. CHPli Yakar, facebook hesabından yaptığı paylaşımda, turizme tanınan ayrıcalıkları rant uğruna kullandıran imar uygulamalarını örnekleri ile anlattı. Murat Yakar, geçmişte yaşanan örnekten yola çıkarak kaleme alınan paylaşımında yüksek yapılaşma izninin sakıncalarını şu şekilde dile getirdi:
Kuşadası Belediye Meclisi’nin Temmuz 2021 oturumunda Fransız Tatil köyü bitişiğinde, Hacı Feyzullah Mahallesi 2420 Ada 1, 2 ve 3 parsellerde 1/1000’lik imar plan tadilatı yapıldı. Turistik Tesis imarlı alanda belirlenen Yençok-Serbest koşulunun kaldırılarak yeniden yapılaşma koşulu belirlendi. Bu turistik tesis olan parsellere 1.50 emsal 27 metre yükseklik verildi.
Turistik imarlı parseller, turizmi teşvik gerekçesiyle 1980’den beri ayrıcalıklı, yoğun imar haklarına sahip oldular. Bulundukları bölgelerdeki konutların yapılaşma emsal değerlerinin ve yüksekliklerinin üstünde yer aldılar. Ancak Kuşadası'nda bir çok bölgede gördüğümüz örneklerde bu azman yapıların ömrü kısa oldu. Fonksiyon değişiklikleriyle ticarete veya konuta dönüştürüldüler.
Gündemde olan 1.20 olan emsal 1.50 ye çıkarılmak üzere hazırlanmıştır.
1.20 emsal yürürlükte bulunan imar planlarına kaynaklık eden 1991 tarihli Çevre Düzeni Planında verilen maksimum emsaldir. Aynı şekilde Max- kat yüksekliği 5 kattır.
Mevcut ta bir takım oteller 1.50 emsal ile yapılaşmışlardır. Bu tesislerin yıkıldığı taktirde aynı imarları almaları mümkün değildir. Sonuç olumsuzdur. Çevre yapılaşmalardan kopuk bu azman yapılar Kuşadası beton kent kimliğini pekiştirmektedir. Aşırı yapılaşma hakları cazip, uzun ömürlü turistik tesisler yapmaya değil, günü kurtarmaya yarayabilir.
Ayrıcalıklı turistik tesis imarları Kuşadası'nda aşırı yapılaşmayı tetiklemiş, daha fazla oda, daha fazla kâr iddiası açgözlülüğüyle tesisleri nitelik ve kaliteden uzaklaştırmıştır.
Fransız Tatil Köyü bitişiğinde verilen bu imar kıyağıyla aynı bölgede bir kaç Amara oteli görmemiz kaçınılmazdır.
326 dönümlük Özelleştirme İdaresi tarafından satılan Fransız Tatil Köyü’nün 0.53 imarına dava açmış ve davayı kazanmış biri olarak 2420 Ada 1,2 ve 3 parsellere 1.50 emsal ve 27 metre yükseklik verilmesini bir imar katliamı olarak gördüğümü ifade etmek isterim. Bu 1/1000’lik imar tadilatı mevzuata, yönetmeliğe ve şehircilik ilkelerine aykırı, hukuki bir imar tadilatı değildir...
Kaldı ki bu ayrıcalıklı turizm imarının da üstünde imar hakkı alan turistik tesislerde zaman zaman en önemli turizm alanları ve bölgelerinde fonksiyon değişikliğine gidilerek bu tesisler ticaret veya konuta dönüştürülüp imar haklarını fırsata çevirerek betonlaşmanın önünü açmışlardır.
Murat Yakarın dikkat çektiği imar oyunundan bir başka örnek:
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.