Kuşadası’nın hafızası olarak kabul edilen, Balıkçılar Kahvesi’nin tahliyesini sağlamak amacıyla Su Ürünleri Kooperatifi’ne kurulan komplo, evraklarla belgelendi. Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Serkan Altındiş ve Avukat Mahmut Kazancıoğlu, dün düzenledikleri basın toplantısında Kuşadası Belediyesi’nin tahliyeye gerekçe gösterdiği iddiaların asılsız olduğunu resmi evraklarla gözler önüne serdiler.
Su Ürünleri Kooperatifi Avukatı Mahmut Kazancıoğlu, Kuşadası Belediyesi’nin Başkan Yardımcısı Yusuf Atak aracılığı ile ortaya attığı iddialara dün belgeleriyle yanıt verdi. Kuşadası Belediyesi’nin kooperatif ile yapılan protokol gereği üstlendiği sorumlulukların hiç birini yerine getirmediğini vurgulayan Kazancıoğlu, mekanda Atak’ın iddia ettiği gibi bir alt kiracı olmadığını anlattı. Kooperatifin alt kiracı ile anlaşmasını bitirdikten sonra mekanı işletebilmek için Kuşadası Belediyesi’nden ruhsat istediğini ancak ruhsatın verilmediğini ifade eden Kazancıoğlu, taşınmazın tahliye edildiği yolunda mahkemeye verilen beyanın gerçekleri yansıtmadığını gösteren resmi belgeleri de kamu oyu ile paylaştı.
Kuşadası Belediyesi’nin Balıkçılar Kahvesi’ni zincirlemesiyle başlayan uygulamaların hukuksuz olduğu yolundaki iddialarını tekrarlayan Su Ürünleri Kooperatifi Avukatı, zincirlerin kırıldığı gece yaşanan olaylarla ilgili nöbetçi savcı ile yaptıkları görüşmeyi de gündeme taşıyarak, “O gece hukuksuzluklara yenileri eklendi. Bize, savcının kooperatifi terk etmemizi istendiği söylendi. Ancak savcı ile görüştüğümüzde öğreniyoruz ki, öyle bir talimat yok. Bütün yaşananlar ve sorumlularına karşı hukuk mücadelemizi başlatıp, sonuna kadar sürdüreceğiz” diye konuştu.
Kuşadası Belediyesi’nin haksız ve hukuksuz uygulamaları ile Kuşadalı Balıkçıyı mağdur ettiğini belirten Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Serkan Altındiş ise taşınmazın kapısında halen zabıtaların nöbet tuttuğuna dikkat çekerek, “Belediye o zinciri kapıya değil, balıkçıya vurdu” dedi.
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.