Kuşadası Belediyesi’nin 750 bin tonluk ihalesi sonucu bugüne kadar üretilmesi gereken mıcırdan da, 54 gündür işbaşı yapmayan yükleniciden de bir haber çıkmadı. Belediye yönetimi, 12.9 milyon liralık ihale ile ilgili iddialara hala cevap vermedi.
Kuşadası Belediyesi’nin 8 Şubat’ta açtığı, 8 Mart’ta da yer teslimi yaptığı 12.9 milyon tutarındaki 750 bin tonluk mıcır ihalesi ile ilgili sessizliği sürüyor. Belediye yönetimi, konu gündeme geldiği günden buyana kendisine yöneltilen suçlamalara karşı tek bir cevap bile vermedi.
Bugüne kadar katıldığı 15 ihaleden 12’sini Kuşadası Belediyesi’nden aldığı ifade edilen ZTB İnşaat Hafriyat Şirketinin kazandığı rekor mıcır ihalesi ile ilgili belirsizlikler ve iddialar gündemdeki sıcaklığını korurken, 54. günün sonunda da üretimin yapılması gereken Taş Ocağı’nda bir faaliyete rastlanmadı. Yüklenici firmanın şartname gereği Güzelçamlı’da Kuşadası Belediyesi’ne ait Karadere’deki taş ocağında bulundurması gereken iş makinaları ve araçlar da hala bölgeye intikal etmedi. Şartnameye göre, üretimin stoklanacağı adres olarak gösterilen ocakta, bugüne kadar üretilmiş olması gereken 135 bin ton civarındaki mıcırın olmadığı belirlendi.
Gerek siyaset dünyasından, gerekse medyadan gelen sorulara bir türlü cevap vermeyen Kuşadası Belediyesi’nin ısrarlı sessizliği, ihale ile ilgili soru işaretlerinin de artmasına neden oldu. Sorulara rağmen 750 bin ton mıcırı nerede kullanacağı yolunda tek bir açıklama yapmayan Belediye Yönetimi, yüklenici ZTB İnşaat Hafriyat’a bu ihale nedeniyle hakediş ödemesi yapılıp yapılmadığı yolundaki merakları da gidermedi. Kuşadası Belediyesi, şartnamede, Karadere’deki üretim sahasında bulunması gereken iş makinası ve araçların çalışmadığı her gün için ceza uygulaması öngören maddeyi uygulayıp uygulamadığı konusunda da kamuoyuna şimdiye kadar bir açıklama yapmadı.
Bu arada 8 Mart’ta başlayıp 21 Aralık’ta sona erecek 300 gün içinde Kuşadası Belediyesi’nin teslim alması gereken 750 bin ton mıcırdan, basit matematik hesabıyla bugüne kadar teslim edilmesi gereken 135 bin tonluk mıcırın akıbeti de ayrı bir merak konusu oldu. Eğer bu mıcırlar üretilmiş olsaydı, nakliyesi için 20 tonluk kamyonların her gün 250 sefer yapmış olması gerekecekti. Ne var ki, yer tesliminden bu yana geçen süre içinde Kuşadası trafiğinde böyle bir harekete de rastlanmadı.
İşte o ihale ile ilgili bilinmeyenler:
https://slkhaber.com/12-9-milyonluk-ihalede-sucustu/
Ve Kuşadası Belediyesi’nden cevaplanması istenen sorular:
Yanıt Bırak
Yanıtı İptal EtPopüler Haberler
Anket

Hangi haber sitesini daha sık kullanıyorsunuz?
Güncel
Son Yorumlar
-
tarafından Sabiha
Muhteşem yorummmm
-
tarafından Kuşadalı vatandaş
by Serkan diye saçma sapan bir restoran meyhane yaptılar milli parkın içine!!!!!! Çok lazımdı sanki?????? by Serkan nedir ya? Serkan kim?? Gitmiş aynı adam şimdi de Karasu koyunda da plajın üstüne denize sıfır kalana kadar şemsiyeler şezlonglar koymuş parayla veriyor. Böyle bir saçmalık var mı ya????
-
tarafından Bahattin Karakaya
Merhaba, Kuşadası’nda Bir Ağustos tarihinden itibaren misafir olarak kalmaktayım. Daha önceki yıllarda da tatil amaçlı bulundum. Kuşadası’na her gelişimde Dilek Yarım Adası Milli parkına da gitmekteyim. 52 yıl önce İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden mezun olarak aynı yıl Orman Genel Müdürlüğü Mersin Orman Bölge Müdürlüğü Mersin Orman İşletme Müdürlüğü Namrun Orman Bölge Şefliğinde göreve başladım. Yedi sene bu bölge müdürlüğünün Mut, Erdemli gibi farklı yerlerinde orman bölge şefliği yaptım. Çalıştığım bölgeden de anlayacağınız gibi yüzlerce orman yangınında bulundum. İlerleyen yıllarda orman İşletme Müdürlüğü hatta Orman Bölge Müdürlüğüne kadar taşrada bulunan bütün görevlerde çalıştım. Büyük küçük yüzlerce yangının söndürülmesinde yangın idare amirliği yaptım. Özgeçmişimden kısaca bahsetmemin nedenine gelince; Meslek duyarlılığı ve doğa sevgisi diyelim. Gördüklerim karşısında panikteyim. Dilek yarımadası harika bir doğal güzellik ama her an kaybedilmekle yüz yüze. Her yanı ormanla kaplı koca bir yarımada. Ama yangın öncesi alınması gereken tedbirlerden hiç birisi alınmamış. Yarım adanın ucundan başlayacak bir yangın Söke’de son bulacaktır. Rüzgarı hiç eksik olmayan bir bölge olması nedeniyle yangın çıktığında durdurmak için şerit açılacak zaman olmayacak ve yangın hızla ilerleyecektir. Halbuki şimdiden yangın şeritleri açılsa şeritlerin iki tarafında yangına dayanıklı türler ile şeritler takviye edilse ve her yıl bu şeritler iki defa temizlense bir yangın çıktığında müdafa hattı hazır olur ve yangın savaşçıları ateşi bu siperlerde bekler. Alevler geldiğinde de itfaiye araçları ve arazözler ile hızlıca söndürürler. Buna karşı hemen şu savunmaya geçişecektir. Efendim milli parklara dokunulamaz. Biz dokunmazsak yangın yok eder. Burada başlayacak bir yangını sürekli batıdan esen bir rüzgar varken ne uçak nede helikopter söndüremez. Bu alanlarda mangal yakılması gibi ateşli piknik yapılmasına izin verilmesi tam bir cinayettir. Şahsi kanaatimce Dilek Yarımadası için orman yangınına karşı acil eylem planı yapılmalı ve hiç vakit kaybetmeden uygulanmaya geçilmelidir. Çünkü bu hali ile Dilek Yarımadası Milli Parkı yanmaya mahkümdür.